Gerek piyasalar gerekse Yunanistan yaklaşık bir aydır Brüksel’in alınan önlemler konusunda nasıl bir tavır takınacağını merakla bekliyordu. Avrupa Birliği’nde Euro kullanan 16 ülkenin maliye ve ekonomi bakanları dün akşam Brüksel’de Atina’nın bütçe krizinden kurtulmak için aldığı önlemleri masaya yatırdı.
Lüksemburg Başbakanı ve Euro Bölgesi Başkanı Jean Claude Juncker, gerekmesi halinde koordine bir şekilde devreye girileceği mesajını yinelerken "Devreye girme kararının" AB liderlerine bırakıldığını duyurdu. Euro Bölgesi'ni oluşturan 16 ülkenin somut anlamda devreye girmemesinin ana nedenini, "Müdahale zamanının gelmediği" yönünde genel bir kanaatin bulunması oluşturuyor. Bir başka önemli neden ise Almanya’nın başını çektiği bazı ülkelerin doğrudan mali yardım fikrine sıcak bakmaması. Açıkçası zorda olan Euro ülkelerine doğrudan mali yardım ancak bıçak kemiğe dayandığında kullanılacak bir opsiyon olarak görülüyor ve bunun kollektif şekilde değil ikili düzeyde yapılacağına kesin gözüyle bakılıyor.
AB Komisyonu’nun Ekonomik ve Parasal İşlerden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, her ne kadar gerekmesi halinde karar almayı sağlayacak teknik modaliteleri açığa kavuşturduklarını söylese de açıklığa kavuşturulan sadece iki nokta var. Bunlar da olası bir yardımın ikili düzeyde yapılacak olması ve borç garantisi yönteminin mekanizma dışında bırakılması.
Alınan önlemlere karşın Yunanistan'ın açıklarını kapatması için bu yıl içinde yaklaşık 54 milyar Euro düzeyinde borçlanması gerekeceği hesaplanıyor. Bu tablonun ve Yunanistan'ın yapacağı bir hatanın Euro için felaket anlamına geleceğinin farkında olan AB, buna rağmen "Sorunların öncelikle Yunanistan tarafından halledilmesi gerektiği" yönündeki yaklaşımını koruyor.
Juncker, dün geceki toplantıyla piyasalara Yunan hükümetinin aldığı kararların güvenilir olduğu mesajının gönderildiğini söyledi. Yunanistan, kendisine verilen bir aylık süre dolmadan devreye soktuğu ve 4.8 milyar Euro tutarında ek tasarruf sağlayan son önlemlerle şimdilik Euro Bölgesi'nin güvenini kazanmış gözüküyor. Piyasaların Atina’ya ve Euro Bölgesi’ne güvenip güvenmediği ise önümüzdeki günlerde netleşecek.