Avrupa Parlamentosu, 6'ncı kez Kürt konferansına ev sahipliği yapıyor.
Dün başlayan “Türkiye ve Kürt sorunu: Siyasi diyalog ve barış inşası”
konulu iki günlük konferans, Türkiye’de demokratik açılımın
tartışıldığı bir döneme denk düşmesi nedeniyle de önem taşıyor.
Avrupa
Parlamentosu’nda düzenlenen Kürt konferansları artık geleneksel hale
geldi. Altı yıldır düzenlenen bu konferanslarda verilen mesajlar da
genelde pek değişmiyor. Bu yılki konferansı farklı, belki de biraz daha
önemli kılan ise toplantının zamanlamasının Türkiye’deki demokratik
açılım tartışmalarıyla örtüşmesiydi.
Toplantı özellikle Kürt
kanadının açılımla ilgili süreçten pek de memnun olmadığını ortaya
koydu. Daha önceki yıllarda olduğu gibi Kürt sorununa barışçıl bir
çözüm bulunması gereği üzerinde duran Leyla Zana, sıkıntıları şu
şekilde dile getirdi: “Hepimiz bu sorunun barışçıl bir yöntemle
çözülmesi konusunda mutabıkız. Fakat çözümde kullanılacak araç, yöntem,
dil ve usluba dair sıkıntılar var.”
Süreçte sıkıntı yaratan en
önemli unsurlardan birinin PKK olduğu ortada. Kürt kanadı ise gerek AB
gerekse ABD’nin terör listesinde olan bu örgütün dışlanmasına karşı.
Zana da bu görüşü paylaşanlardan: “Öte yandan PKK’yı tatmin etmeyen
hiçbir proje ya da adım Kürt halkının çoğunluğu için kabul
görmeyebilir.”
Zana’nın PKK konusundaki yaklaşımını paylaşan isimlerden birisi de Barış ve Demokrasi Partisi milletvekillerinden Emine Ayna.
Toplantı
sırasında, “Diyalog diyeceksek PKK’ya terör örgütü diyemeyiz”
ifadelerini kullanan Ayna, demokratik açılım konusunda Kürtlerin
gerekli iradeyi gösterdiğini belirterek hükümeti suçladı: “Buradaki tek
siyasi irade eksikliği Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bu konuda bir
siyasi irade gösterememesidir.”
Demokratik açılımın başlamadan
bittiği yönündeki söylemler de Türkiye’deki tartışma konularından biri.
Milliyet Gazetesi yazarı Hasan Cemal ise bu konuda sabırlı
davranılmasından yana: “Demokratik açılım tüm eksiklerine rağmen
barışa, demokrasiye açılan önemli bir kapıdır. Tarihi bir fırsattır.
Ben böyle düşünüyorum. Tıkanıklık yaşıyor ama bitmiş değil.”
Avrupa
Birliği Komisyonu’ndan bir katılımcının bulunması konferans açısından
önemli bir ilkdi. AB Komisyonu’nun Türkiye Masası Şefi Jean Christophe
Filori, çözümün Türkiye’de bulunması gerektiğinin altını çizerken terör
konusuna da özel bir vurgu yaptı. “Terörist şiddete dayalı siyasi
çözüm yok” diyen Filori, PKK’nın terör örgütü olduğunu ve Komisyon’un
bu örgütle temasta bulunmasının söz konusu olamayacağını ifade etti.