Erişilebilirlik

Çevre Örgütü Yıllık Raporunu Yayınladı


Birçok ülkenin ekonomisi artık çevreyle daha uyumlu. Ancak birçok ülke, hala tüketim kültürü ağırlıklı. Raporda çevreye verilen zararın azaltılması için bunun değişmesi gerektiği vurgulanıyor. Washington’daki çevre araştırma kuruluşu Worldwatch Enstitüsü’nün başkanı Chris Flavin şöyle konuşuyor: “Bazı politikaların değiştirilmesi, yeni teknolojilere yatırım yapılması ve kamuoyunun çevre sorunları hakkında bilinçlendirilmesinde önemli adımlar atıldı. Ancak en büyük eksiklik, tüketim kültüründen uzaklaşıp sürdürülebilir kaynakları benimseyebilmektir.”

Araştırmayı yürüten uzmanlardan Erik Asaduryan, Amerika’nıın dünyanın bir numaralı tüketicisi olduğunu söylüyor. “Amerika tek başına dünya kaynaklarının üçte birini tüketiyor,” diyen Asaduryan, değişimin medya, eğitim, iş dünyası ve hükümetler aracılığıyla yayılması gerektiğini, bazı gelişmelerin yaşanmaya başladığını söylüyor.

Avatar gibi Hollywood yapımları da çevreciliğin önemini vurguluyor. Flavin, bazı şirketlerin de olumlu etkileri olduğunu söylüyor. Bunlardan biri, perakende devi Wal-Mart. Flavin, “Wal-Mart’ın iş modeli, tüketim üzerine kurulu. Ancak son birkaç yıl içinde Wal-Mart büyük bir değişim geçirdi. Şirket sadece kendi işleyişinde çevreci ve sürdürülebilir politikalar benimsemekle kalmıyor, bu politikaları mal satın aldığı toptancılara da uyguluyor,” diye konuşuyor.

Ancak herkes, tüketimin azaltılması gerektiğini düşünmüyor. Muhafazakar CATO Enstitüsü’nden Patrick Michael, tüketim kültürünü, çevre sorunlarının kaynağı olarak görmüyor. Michael, çevrecilerin yıllardır aynı tahminlerde bulunduğunu söylüyor. Michael’a göre bugüne kadar çok artması yüzünden nüfusta hızlı bir düşüş görüleceği, alışkanlıklarımızı değiştirmediğimiz takdirde açlığın baş göstereceği gibi tahminler hep yanlış çıktı.

Asaduryan ise Avatar’ın dışında sinema tarihinin en sevilen animasyon filmlerinden Wall-e’ye de değiniyor. Asaduryan şöyle konuşuyor: “Wall-e filminin ana temalarından biri, aşırı tüketim. Dünya, aşırı tüketimi teşvik eden bir şirket tarafından harap edilmiş.”

Reklamlar, çocuklar dahil herkesi tüketime yönlendiriyor. Asaduryan, küresel ekonomik üretimin yüzde birinin reklamlara harcandığını söylüyor. Uzman, küresel ekonominin, sosyal sorunlar ve ekolojik bozulma çözülemeyecek hale gelmeden, sürdürülebilir modeli benimsemesi gerektiğini savunuyor.

XS
SM
MD
LG