Erişilebilirlik

Fransa 2009 Yılında 'Milli Kimliğini' Tartıştı


Fransa 2009 yılını minare, burka ve milli kimlik tartışmalarıyla kapattı. Tartışmayı başlatan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ülkeyi sarsan ve sert eleştirilere yol açan Milli Kimlik tartışmasını sürdürmekte kararlı. Müslümanlar kökenli Fransızlar ise tartışmaların İslam karşıtlığına dönüşmesinden rahatsız… Aydınlar, ortak bir bildiri ile tartışmaların durdurulması çağrısında bulundu. Medya ise “tartışma doğru, yöntem yanlış“ eleştirisini getiriyor.

Avrupa’nın pek çok ülkesi milli kimlik tartışması yaptı ya da yapıyor. Ama bu tartışma yaşlı kıtanın tek laik ülkesi Fransa’da yapılınca daha sert bir yankı uyandırıyor. Yaklaşan bölge seçimleri ve Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin aşırı sağın oylarını alarak, önceki seçimlerde tam bir hezimete uğrayan partisi UMP’yi seçimlerden zaferle çıkarma arzusu milli kimlik tartışmalarına yansıdı. Sarkozy, ülkenin global dünyada bir kimlik değişimine uğradığını ve bunun ortaya çıkarılması gerektiğini söyleyerek, yine kendi kurduğu Göç ve Milli Kimlik Bakanlığı bünyesinde bu tartışmaları başlattı. Fransızlara tüm illerde “Fransız olmak sizce nedir?” sorusu yöneltilen toplantılar düzenlendi. Ancak verilen yanıtlar, ülkede kullanılması yasal olmayan son derece sert ırkçı kelimelerin de sarf edildiği tartışmalara dönüştü. Üstelik bu sert yorumlar bakanlar tarafından da dillendirilmeye başlanınca tartışma farklı bir boyut aldı.

Merkezi Strasbourg’da bulunan ve Türkiyeli göçmen gençlerinin kurduğu COJEP İnternational’in Başkan Yardımcısı Veysel Filiz, tartışmaların neden raydan çıktığını anlattı.Müslüman kökenli aydın ve siyasetçiler tartışmanın geldiği noktadan rahatsız olduklarını Liberation gazetesinde verdikleri bir ilanda “Sayın Cumhurbaşkanı, durdurun bu tartışmayı” diyerek imza kampanyası başlattı.

Arap kökenli Sosyalist Senatör ve Senato Kadın hakları ve eşitlik komisyonu üyesi Bariza Kiyari tartışmanın geldiği noktadan çok rahatsız ve imza kampanyasına destek veriyor. Senatör Kiyari de hükümetin seçim kaygısıyla yola çıktığını, ve Müslüman göçmenlerin her seçim öncesi “esir alınmasından” rahatsızlık duyduğunu söylüyor. Tartışmaların medyadaki en hararetli eleştireni ise merkez sol eğilimli Liberation gazetesi.

Aynı konuda daha önce İngiltere, İspanya ve Almanya’da yapılan tartışmaları izleyen Liberation gazetesinin deneyimli diplomasi muhabiri Marc Semo, böylesine entellektüel bir tartışmanın milli kimlik ve göç bakanlığı tarafından yapılmasının, üstelik tartışma mekanı olarak göçmenlerin korkarak gittiği valilik binalarının seçilmesinin, işleri rayından çıkardığını savunuyor. Marc Semo, küresel dünyada ulus devlet ve milli kimlik tanımlarının da yeniden yapılması gerektiğini ancak bunun valilik değil, üniversitelerde, sivil toplum örgütlerinde, medyada ve siyasi partilerde tartışılması gerektiğini savunuyor, hükümetin yanlış yöntemle çıkmaza soktuğu tartışmanın aslında son derece yararlı olduğunu belirtiyor. Aynı tartışmanın Türkiye için de yararlı olabileceğini belirten Marc Semo, “Türkiye de Fransa gibi laik bir cumhuriyetle yönetiliyor. Avrupa Birliği yolundaki Türkiye de yeni oluşum sürecinde bu tartışmayı yapmalıdır bence” dedi.

Elysee Sarayı ise tartışmayı sürdürmekte kararlı. Sarkozy’ye yakın kaynaklar, “Henüz tartışma bitmeden, erkenden yargılamayın. Yeni yılda sürprizlerimiz olabilir” diyerek devam etmekte kararlı olduklarını sergiliyorlar. İlk sürpriz ise, Sarkozy’nin daha önce Neo-Naziler tarafından gamalı haçlarla çizilen bir Müslüman mezarlığına gidecek olması. Cumhurbaşkanı burada “Müslümanlar bu ülke için öldüler. Onların da bu ülkede yeri var,” mesajını verecek. Göç ve Milli kimlik bakanı Eric Besson ise tartışmaya ilişkin verilerin derlendiği ilk raporunu ve 2010’da tartışmanın izleyeceği rotayı, Ocak ayının ilk haftasında açıklayacak.

İlgili bağlantılar

XS
SM
MD
LG