Erişilebilirlik

'Van Rompuy Avrupa Birliği'nin Türkiye Politikasına Uyacak'


Cuma günü Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığı’na Belçika Başbakanı Herman Van Rompuy ve Dışişleri Yüksek Temsilciliği’ne de Catherine Ashton getirildi. Avrupa Birliği’nin yapısı açısından önemli olan bu atamalar Türkiye’nin üyelik sürecini nasıl etkiler? Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kemal Kirişci Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtladı.

Herman Van Rompuy ve Catherine Ashton, Avrupa Birliği Konseyi’nin en üst makamlarına getirildi. Bu görevlere Avrupa’da bile fazla tanınmayan iki isimin atanması ne anlama geliyor?

Şu sıralarda Washington’daki Transatlantik Akademisi’nde araştırma yapan Prof. Dr. Kemal Kirişci böyle bir atama yapılmasının fazla şaşırtıcı olmadığını, Avrupa Birliği liderlerinin kendi içlerinde oluşturdukları dengeleri koruduklarını ve uzlaşma yoluna gittiklerini açıkladı. Lizbon Anlaşmasıyla oluşturulan bu iki göreve yapılan atama, Avrupa Birliği devlet ve hükümet başkanları tarafından oybirliğiyle yapıldı. Avrupa Birliği bünyesinde federalizm yanlılarıyla egemenlik yanlıları; küçük ve büyük devletler; sağ ve sol arasında oluşturulan dengelerin de korunduğu görüldü. Bu arada, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Almanya Başbakanı Angela Merkel; İngiltere Başbakanı Gordon Brown da liderlik konumlarından ödün vermemiş oldular.

Muhafazakar eğilimli, Hristiyan Demokrat Parti üyesi Herman Van Rompuy geçmişte Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı net açıklamalarda bulunmuştu. Her ne kadar artık Konsey kararlarına uymak durumunda olsa da, Rompuy’un Türkiye karşıtı tutumu ne kadar önemli?

Kemal Kirişci Rompuy'un da tutumunun zamanla değişeceğini AB başkanının Konsey kararlarına uymak durumunda olacağını söylüyor.

Sarkozy, Merkel, Rompuy tarafından oluşturulan Türkiye karşıtı tutumun yanı sıra son dönemde Türkiye’de de Avrupa Birliği üyeliğine karşı eğilimlerin güçlendiği gözleniyor. En azından araştırmalar buna işaret ediyor.

Türkiye - Avrupa Birliği ilişkilerinde reform süreci şüphesiz büyük önem taşıyor. Ancak bunun yanında bir de Kıbrıs sorunu var. Prof. Dr. Kirişci tarafların bu konuda kilitlendiği görüşünde.

Van Rompuy ve Ashton, Lizbon anlaşmasının yürürlüğe girmesiyle görevlerine resmen başlayacak. Lizbon anlaşması Avrupa Birliği’ni güçlendirmeyi ve karar verme mekanizmasını da hızlandırmayı hedefliyor. Ancak Türkiye’nin üyeliği açısından herkesçe bilinen sorunların süreceği anlaşılıyor.

Prof. Dr. Kemal Kirişci'nin değerlendirmelerini ve haberin tümünü sağ üst köşedeki MP3 bağlantısına tıklayarak dinleyebilirsiniz.


XS
SM
MD
LG