Amerika’da bugün Eski Muharipler günü. Washington Post bu özel
günde Amerika’nın iki ayrı yerde savaştığına dikkat çekiyor. Gazete, askerler ve askerlik yapmış kişilere sağlanan programlara daha fazla
kaynak ayrılmasını istiyor:
“Amerika geçmişte askerlerine her zaman
iyi davranmadı. Eskiye kıyasla hem eski hem de muvazzaf askerlere daha
fazla ilgi gösterilmesine rağmen sosyal yardım programları yeterli
değil. Askerlik yapan Amerikalılar sivil yaşama uyum sağlamakta güçlük
çekiyor. İş bulamamaları ayrı bir problem. Bunların önemli bir kısmı
hükümeti aşan sorunlar ve çözümü bir yerde toplumun algısına ve
kararlılığına bağlı. Hayatını vatanları için tehlikeye atmış bu
kişilerin ülkelerine sivil hayatta da hizmet edebilmeleri için
elimizden geleni yapmak şarttır.”
New York Times, Amerika Merkezi
İstihbarat örgütünün terör zanlılarını kaçırarak, işkence görecekleri
ülkelere teslim etmesi konusunda İtalyan ve Amerikan mahkemelerinin iki
ayrı karar verdiğini belirtiyor. Gazete, İtalyan mahkemesinin kararının
daha doğru olduğunu savunuyor:
“2003 yılında CIA tarafından
kaçırılarak Mısır’a sevk edilen Usame Mustafa Hasan Nasr adlı bir din
adamı orada işkence gördüğünü söyledi. İtalyan mahkemesi olaya karışan
CIA büro şefi ile 22 Amerikalının kanunları çiğnediğine karar verdi.
Suriye kökenli Kanada vatandaşı Mahir Arar ise, Amerika’da bir
havaalanında tutukladıktan ve sert bir biçimde sorguya çekildikten
sonra, işkenceye maruz kalacağı bilindiği halde Suriye’ye gönderildi.
Ancak Amerikan mahkemesi, Arar’ı kaçıranların yargılanmasına gerek
olmadığı görüşünde. Bu karar, sadece Arar’a zarar vermekle kalmadı,
Amerika’nın adını lekeledi ve hukuk devleti ilkesine de zarar verdi.
Anayasa Mahkemesi, bu kararı iptal etmelidir.
USA Today okullara
silah getirilmesine karşı 15 yıl önce uygulamaya konan sıfır tolerans
politikasının değiştirilmesi gerektiğini yazıyor. Gazete, bu
uygulamanın süreç içinde amacını aştığı görüşünde:
“Sıfır tolerans
politikası iyi niyetli başlasa da, daha sonra küçük kabahatleri de
büyük suçları da aynı kefeye koyan bir uygulama haline geldi.
Çocukların hatalarını en sert yaptırımlarla cezalandırma politikasından
vazgeçilmeye başlandığı yönündeki işaretler umut verici. Silah
kaçakçılığı veya uyuşturucu gibi işlere bulaşmaları halinde öğrencilere
sert cezalar verilmesi elbette şarttır. Ancak sıfır tolerans
politikası, bütün öğrencileri birer sorun olarak görüyor. Oysa hata
yapan öğrenciler kendilerini geliştirme kapasitesine de sahiptir. Bu
nedenle suçla orantılı bir cezalandırmaya gidilmesi en doğrusudur.”
Boston
Globe gazetesi eski Başkanlardan George Herbert Bush’un, yani Baba
Bush’un, Berlin Duvarının yıkılmasından sonra Almanya’nın birleşmesinde
büyük rol oynadığını hatırlatıyor. Gazete, Obama’ya bu tarihi olaydan
ders çıkarması çağrısında bulunuyor:
“Doğu Avrupa’da ayaklanmalar
başladığında Bush’un fazla ihtiyatlı davrandığı yönündeki eleştiriler
de artmıştı. Ancak Bush’un bu konuda haklı bir gerekçesi vardı;
Sovyetlerdeki sertlik yanlılarının, ayaklanmaları şiddet yoluyla
bastırmalarına yol açacak bir hareket yapmak istemiyordu. Ne var ki,
Almanya’nın birleşme fırsatı doğduğunda Bush bu fırsatı kaçırmadı.
İngiltere ve Fransa’nın itirazına rağmen, Almanya’nın birleşmesini
destekledi. Obama da bugün İran, Kuzey Kore, Afganistan, Pakistan ve
Ortadoğu’da birçok sorunla boğuşuyor. Obama, böyle bir dönemde Bush’un
hem ihtiyatlı hem de gerektiği anda devreye girmesini bilen
politikasından ders çıkartmalıdır.”