Erişilebilirlik

6 Kasım Amerikan Basınından Özetler


Wall Street Journal Türkiye ordusunun NATO ilkelerine bağlı olduğunu ancak hükümetin farklı bir tutum izlediğini yazıyor. David Schenker imzalı makalede, AKP hükümetinin İran ve Suriye ile yakınlaşmasına dikkat çekiliyor:

“Bugün Türkiye’de ordu, Atatürk’ün kurduğu laik, demokratik ve Batı yanlısı cumhuriyetin temelleri sarsılırken, seyretmekten başka bir şey yapamıyor. Henüz Türkiye’yi NATO’nun dışında düşünmek içine erken olsa da, fazla uzak olmayan bir gelecekte ittifakın bir karar vermesi gerekecek. 2014 yılında NATO’nun yeni nesil savaş uçağı olan Joint Strike Fighter’ın teslimatı yapılacak. Türkiye’nin politikalarındaki değişiklikler göz önüne alındığında, üstün teknoloji ürünü bu uçağı vermeden önce Ankara’daki İslamcı hükümetin güvenilirliği konusunda ciddi sorular sorulmalıdır. NATO, Türkiye için kötü senaryoyu düşünmeye başlamalıdır. Giderek İslamcı bir kimliğe bürünen Türkiye, NATO üyesi olmayı sürdürse bile güvenilmez bir müttefik olacaktır. Öyle görünüyor ki, politikalarında ciddi bir değişiklik yaşanmazsa, Batı Türkiye’yi kaybediyor.”

Washington Times da Adalet ve Kalkınma Parti’nin İsrail yerine İran ve Suriye ile ittifakı seçtiği yorumuna yer veriyor. Ilan Berman imzalı makale özetle şöyle:

“AKP’nin İsrail’e karşı tavrı kısmen iç siyasi gerekçelerden kaynaklanıyordu. İsrail ile stratejik işbirliği, AKP’nin en büyük siyasi rakibi olan ordunun düşüncesiydi. Ancak Türkiye’nin İsrail’e karşı politikasını değiştirmesinin sonuçları iç politikayla sınırlı değil. Ankara ile Tel Aviv arasındaki ilişkilerin gerginleşmesi, Türkiye’nin Doğu’ya yöneldiğinin bir işareti. Aslında bütün ittifaklarda inişli çıkışlı dönemler yaşanır. Ne var ki, Türkiye’nin Tel Aviv yerine Şam ve Tahran’la işbirliğine girmesi, hükümetin kendini bölgede nasıl konumlandırdığını da gösteriyor. Ve bu, Batının yanında değil, Batı karşıtlarının yanında bir konumlanma oluyor.”

Washington Post İran’ın zenginleştirilmiş uranyumu Rusya’ya verme sözünü hala tutmadığını hatırlatıyor ve Başkan Barack Obama’ya Tahran’ın bu politikalarına daha ne kadar tahammül edeceğini soruyor:

“Amerika ve Avrupa ülkeleri, uranyumun İran dışına çıkartılması ve görüşmelerde bir ilerleme sağlanması için Tahran’a yılsonuna kadar süre tanıdı. Ancak İran’a iki ay daha zaman vermenin ne kadar doğru olduğu bir kez daha gözden geçirilmelidir. İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney, Obama’dan görüşme teklifi aldığını iddia etti ancak Amerika ile görüşmenin sapkınlık olacağını ileri sürdü. Çarşamba günü ise İran’da muhalefetin düzenlediği gösterilerde “Obama ya bizden yanasın, ya da onlardan yanasın” diye sloganlar attı. Er ya da geç, Obama’nın bu mesajlara bir cevap vermesi gerekecek.”

Christian Science Monitor gazetesi de Amerika’nın İranlı muhalifleri açıkça desteklemesi gerektiğini savunuyor. Gazete, Washington’un bu sayede İran’ın nükleer programını önleyebileceğini belirtiyor:

“İran’ın nükleer silah sahibi olmasını önlemek de, istikrarlı bir demokrasiye kavuşması da Amerika’nın çıkarınadır. Şu ana kadar Washington daha çok İran’ın nükleer programını önlemeye öncelik verdi. Ancak muhalefet hareketinin giderek güç kazanması, Amerika’ya bu önceliğini değiştirmesi için de bir fırsat sunuyor. Muhalefet liderlerinden bazıları, demokratik bir İran’ın nükleer silah peşinde koşmayacağını daha şimdiden açıkladı. Ayrıca demokratik bir İran’ın nükleer silahı olsa bile, komşuları için bir tehdit oluşturmayacaktır. Bu senaryolar, uzun vadeli görülebilir. Ancak İran’ın nükleer silah sahibi olmasını engellemeyi amaçlayan görüşmelerin de uzun vadeli bir yatırım olduğunu unutmamak gerekir.”

XS
SM
MD
LG