Erişilebilirlik

Orta Asya Devletleri Önem Kazanıyor


Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızıstan ve Tacikistan Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasından sonra bağımsızlık kazandı. Bu ülkelerin kültürel kökleri, Orta Asya’yı eski Yunan ve Pers İmparatorluklarına, Müslüman Arap fethine, Türklere ve İpek Yolu kentlerine dayanıyor. Bugün, bölge Afganistan’a açılan bir kapı ve Orta Asya ülkeleri de, liderlerinin Rusya, Çin, Amerika ve Avrupa arasında güç bir denge kurmaya çalıştığı önemli bir konuma sahip.

Amerika Dışişleri Bakanlığı eski üst düzey yetkililerinden Evan Feigenbaum Dış İlişkiler Konseyi’nde Doğu, Orta ve Güney Asya uzmanı. Feigenbaum, Orta Asya ülkelerinin bağımsızlıklarını kazanmasından sonra Amerika’yla yeni ortaklık olanaklarının ortaya çıktığı görüşünde.

Ancak Avrasya uzmanı Paul Goble, Orta Asya liderlerinin hep birlikte Çin’le yakın ekonomik ilişkiler kurduğuna dikkati çekiyor.

Goble, Orta Asya ülkelerinin Çin’le üçüncü bir ülkenin aracılığı olmaksızın ticaret yapabildiğini söylüyor. Ancak Goble’a göre Çin’le Orta Asya ülkeleri arasındaki ilişkiler kolay değil. Uzman, Çin’in Sovyetler Birliği’nin dağılmasından memnun olmadığını, çünkü dağılma sonucu Sovyet kontrolü kalktığından Doğu Türkistan’daki Uygurlar’ın diğer Orta Asya ülkelerindeki soydaşlarıyla ilişkiye geçebileceklerini, bunun da Pekin için bir istikrarsızlık kaynağı oluşturabileceğini savunuyor. Paul Goble ayrıca Orta Asya ülkelerinde otoriter rejimlerin güçlenmesinin, siyasi ve ekonomik sorunlar yaratabileceğini ve batı karşıtı terörist akımları geliştireceğini söylüyor.

Kırgız gazeteci Alişer Hamidov, bölgedeki baskıcı liderlerin terörizmi siyasi muhalefet ve insan haklarını ezmek için araç olarak kullandığı görüşüne katılıyor:

Hamidov, Kırgızistan ve genel olarak Orta Asya’da Batı’nın insan hakları ve demokrasiye verdiği desteğin son 10 yılda büyük ölçüde azaldığını söylüyor. Hamidov’a göre bu azalmayla birlikte otoriter rejimlerde de güçlenme görülüyor. Hamidov, bölgedeki insan hakları ve demokrasi savunucularının Amerika, Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşların ilgisizliği yüzünden büyük umutsuzluğa kapıldıklarını vurguluyor.

Örneğin Avrupa Birliği geçen hafta Özbekistan’a uygulanan silah ambargosunu kaldırdı. Bu da bu ülkedeki insan hakları savunucuları arasında büyük tepki yarattı. Özbekistan, Afganistan’a sevkedilen yardım malzemelerine geçiş izni vererek Batılı ülkelerle arasını düzeltmiş bulunuyor.

Uzman Paul Goble, dini inaçları bastıran Sovyet politikasının ortadan kalkmasıyla Orta Asya ülkelerinde radikal İslam’a kapı açıldığını savunuyor.

Eski Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Evan Feigenbaum, bu konuda Goble kadar kötümser değil.

Feigenbaum, Orta Asya ülkelerinin geleneksel kültürü, geleneksel dini yeniden keşfettiklerini söylüyor. Feigenbaum’a göre dünyanın diğer yerlerinde olduğu gibi Orta Asya’da da siyasi ifade özgürlüğü çeşitli biçimlerde görülüyor. Hükümetlerse bu oluşumu istikrar ve yönetime tehdit olarak görüyor. Feigenbaum , Amerika’nın Orta Asya hükümetleriyle temaslarında terörle mücadeleyi İslamiyet’in canlanmasıyla karıştırmaktan kaçınmaya çağırdığını da belirtiyor.

Amerika, şu sırada Orta Asya’da askeri çıkarlarıyla otoriter rejimleri kızdırmadan ekonomik ve siyasi gelişmeyi sağlama gibi hassas bir denge kurmak için çalışıyor.

XS
SM
MD
LG