Afganistan, NATO’nun gündeminde çok önemli bir yer tutuyor. Konu, 22-23 Ekim’de Bratislava’da gerçekleştirilecek olan NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın da önemli gündem maddelerinden birini oluşturuyor.
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, göreve geldiğinden bu yana müttefik ülkelerin Afganistan’a yönelik katkılarını artırması yönünde çağrıda bulunuyor. Aslında bölgede yaşanan kayıplar ve bunun Afganistan’da gücü bulunan ülkeler üzerinde yarattığı etki düşünüldüğünde Rasmussen’in bu konuya neden bu kadar önem verdiği daha kolay anlaşılıyor. Rasmussen, Afganistan’a katkı konusunda acele etse de ülkedeki yeni yönetimin henüz belirlenememiş olması süreci aksatıyor.
“Zamanın NATO lehine işlemediğini” söyleyen Rasmussen, “Acil kararlar alınması gerekiyor ancak öte yandan da istikrarlı bir hükümete ihtiyaç var” dedi.
Bu ihtiyaç nedeniyle henüz hangi ülkenin ne kadar ek katkı yapacağı ya da izlenecek stratejinin detayları konusunda somut açıklamalar yapmanın doğru olmayacağını söyleyen Rasmussen’in yaklaşımı ABD Başkanı Barack Obama’nın yaklaşımıyla tamamen örtüşüyor. Gelinen aşamada Washington’ın cevabını aradığı öncelikli soru da kimin ne kadar güç göndereceği değil Afganistan’da güvenilir bir yönetimin olup olmayacağı.
Bununla birlikte Rasmussen, General Stanley McChrystal’in askeri katkı çağrısına olumlu cevap vererek Afganistan’a 500 ek asker göndereceğini açıklayan İngiliz hükümetinin kararını memnuniyetle karşıladığını söyledi.
Ramussen, tüm müttefiklerin bu bağlamda daha fazla ne yapabileceklerini değerlendirmesi gerektiğini ifade etti.
Afganistan’a yönelik stratejinin başarısının yeniden inşa ve gelişmeye, Afgan güçlerinin ülkede güvenliği sağlayacak düzeyde güçlendirilmesine ve yolsuzlukla etkin ve gözle görülür şekilde mücadele edecek güvenilir bir hükümetin varlığına bağlı olduğunu vurgulayan Rasmussen, bir de uyarıda bulundu. Rasmussen, Taliban’ın aşırı kanatlarının bir daha El Kaide’yi barındırmayacağını ummanın bir strateji olmadığını söyledi.