Hükümetin belli bir süredir Kürt sorununun çözülmesi konusunda yürüttüğü çalışmalar Brüksel tarafından yakından izleniyor. Daha önce tabu olarak görülen bu konunun tartışılıyor olması bile Avrupa Birliği tarafından çok önemli bulunuyor. Bununla birlikte Brüksel’de bu konuda "somut gelişme yaşanmasını sağlayacak adımlar atılması" beklentisi var.
Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’nda konuşan Avrupa Birliği Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn bu beklentiyi net bir şekilde ortaya koyarak açılımın içinin doldurulması gerektiği mesajını verdi.
"Türk hükümeti ve parlamentosunun Güneydoğu'daki ekonomik ve sosyal gelişmeyi sağlayacak, tüm Türklerin dilsel ve kültürel haklarını genişletecek ciddi bir inisiyatif sunup sunamayacağını görmemiz gerekiyor" diyen Rehn, açılım konusunda yürütülen danışmaların somut eylemlerle sonuçlanmasını umduğunu söyledi.
Son günlerin flaş gelişmesi olan Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkileri normalleştirme ve diplomatik ilişkilerin tesisi amacıyla parafe edilen iki protokol de Rehn’in Ankara’nın hanesine yazdığı olumlu puanlar arasında yer aldı. Rehn, bu gelişmenin son derece olumlu bir işaret olduğunun altını çizdikten sonra oldukça dikkat çeken bir ifade kullandı.
Rehn’in, "Son bir kaç aydır Türkiye ile Ermenistan'ı ilişkilerini normalleştirmeleri konusunda yüreklendirdik" ifadelerini kullanması akıllara protokollerle ilgili gelişmede Avrupa Birliği’nin doğrudan ya da dolaylı rolünün olup olmadığı sorusunu getirdi. Rehn, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin Kafkasya'daki istikrara olumlu katkı yapacağının altını çizdi.
Türkiye’nin müzakere sürecine de değinen Rehn, önümüzdeki dönemden beklentilerini de dile getirdi. Rehn’in bu yıl Ankara’dan en önemli beklentisinin daha önceki yıllardaki beklentilerinden hiçbir farkı yok.
Rehn, Türkiye'nin reform sürecini yeniden başlatmasını beklediğini söyledi. Temel haklar ve hukuk devletiyle ilgili reformların öncelikli olduğunu vurgulayan Rehn, örnek olarak ifade özgürlüğü, dini özgürlükler, kadın hakları ve sendikal haklar başlıklarını gösterdi.
Rehn’in vurgu yaptığı bir başka konuyu da Türkiye'nin limanlarını Rum bandıralı gemilere açmasını öngören Ek Protokol oluşturdu. Rehn, Ankara'nın bu konudaki yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olduğunu ifade etti.