Petrol ve doğalgaz gibi yeraltı kaynaklarının bulunmadığı Almanya, enerji konusunda hemen tümüyle dışa bağımlı. Petrolünü Arap ülkelerinden, doğalgazını da şimdiye dek Rusya’dan temin eden Almanya için Nabucco projesi, Alman gazetelerindeki tanımlamayla‚hayati öneme’ sahip.
1998-2005 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı yapan ve ülkenin gelmiş geçmiş en popüler siyasetçi isimlerinden olanJoschka Fischer’in, Nabucco projesine baş danışman olarak atanması Almanya’nın bu konuya verdiği önemin bir delili. Alman kamuoyu bu günlerde yaklaşan genel seçimler öncesinde nükleer enerji konusunu da çok yoğun bir şekilde konuşuyor. Bunun nedeni, Hamburg kenti yakınlarındaki Krümmel Nükleer Santralinde kısa bir süre içinde meydana gelen kaza.
İki yıl önce bir trafonun yanmasından sonra kapatılan ve elden geçirilen santral, 19 Haziran 2009’da yeniden elektrik üretimine geçtikten iki hafta sonra kablolardaki bir yangın nedeni ile otomatik güvenlik mekanizmasının devreye girmesi ie durduruldu. Çevre örgütleri yangının büyümesi ve kablo terasları üzerinden ana reaktöre ulaşması durumunda, Çernobil’de olduğu gibi dev bir patlamanın gündeme gelme ihtimalini çok yüksek olarak tanımlarken, Başbakan Merkel ve Birlik Partileri bu konuda aldıkları tavırla eleştirilere maruz kaldılar.
Çevre örgütleri, Yeşiller ve Sosyal Demokrat Parti SPD, milyonlarca insanı tehdit eden Krümmel Santrali’nin derhal kapatılmasını, aynı model diğer toplam 16 santralinde geç 2020’ye kadar devre dışı bırakılmalarını talep ettiler. 2000 yılında o zamanki Federal Hükümet ile elektrik üreticileri arasında imzalanan ‚Atom Enerjisi Uzlaşması’na göre, ülkedeki satrallerin aşamalı olarak devre dışı bırakılması planlanıyor. Merkel ve Birlik Partileri ise, bunun şu anda gündemlerinde olmadığını, ülkenin enerji sorunu nedeni ile önümüzdeki dönemlerde de nükleer enerjiye gereksinim duyacağını açıkladılar.
Alman-Türk Çevre Merkezi Başkanı Turgut Altuğ, Merkel’i, diğer çevre örgütleri gibi, ‚atom lobisi’ önünde boyun eğmekle suçluyor, konunun seçim kampanyalarına yansıyacağını ve Birlik Partileri’nin genel seçimler sonrasında liberal FDP ile koalisyon yapması durumunda atom santrallerinin devre dışı bırakılmayacağını savunuyor.
Turgut Altuğ, Merkel’in İtalya’daki G8 zirvesinde küresel ısınmanın azaltılması konusuna destek verdiğini, ancak Almanya’daki atom santrallerinin durumunun bilinçli bir sekilde protokole alınmadığını iddaa ediyor.
Almanya’da petrol yüzde 36’lık oranla en önemli enerji kaynağı durumunda, petrolü nükleer enerji, doğalgaz, taş kömürü ve linyit izliyor. Atom enerjisi toplam üretimin yaklaşık yüzde 25’lik kısmını oluşturuyor.