Almanya’da Anayasayı Koruma Örgütü tarafından açıklanan raporda geçen yıl aşırı sağcılar tarafından işlenen suçlarda çok büyük bir artış olduğu, bunun yanısıra radikal İslamcı grupların da güçlendiği bildirildi.
Aşırı sağcı, ırkçı ve milleyetçi ideoloji ve gruplar, hemen tüm toplumlarda var olan siyasi bir gerçek. Ancak Nazi döneminde dünyaya verdiği acı ve 1990’lı yıllardan bu yana tekrardan gündeme oturan ırkçı saldırılar ve katliamlar nedeniyle konu Almanya’da daha hassas bir şekilde değerlendiriliyor.
Bugün yayınlanan 2008’e yönelik sayılar ise aşırı sağ ve ırkçılık sorununun maalesef küçümsenemeyecek bir boyut kazandığını ispatlıyor. İçişleri Bakanı Wolfgang Schaueble’nin tanıttığı rapora göre, ‘siyasi amaçlarla işlenen suçlar’ 2008’de bir önceki yıla göre yüzde 11 artarak 31 bin 81’e ulaştı. Geçen yıl aşırı sağcıların işlediği ve polis kayıtlarına düşen suç sayısı ise 20 bin 400’e yükseldi ve yeni bir rekor kırdı, 2007’de söz konusu sayı 17 bin olarak tespit edilmişti. Aşırı sağ motifli suçların bin kadarının insanlara yönelik şiddet eylemi olması sorunun bir başka boyutu.
Schaueble, aşırı sağda artık münferit vakalardan söz etmenin mümkün olmadığını raporun tanıtıldığı basın toplantısında kabul etti. Legal aşırı sağcı parti NPD’nin yasaklanmasından yana olmadığını belirten bakan, esas tehlikenin gençler arasında büyük ilgi bulan ‘otonom milliyetçiler’ adlı şiddet yanlısı oluşumdan kaynaklandığını açıkladı.
Rapora göre Almanya'nın güvenliğini tehdit eden en önemli oluşum ise radikal İslami terör. Raporda Almanya’nın Afganistan’daki askeri varlığını neden gösteren bazı grupların, ülkeye yönelik terör eylemleri hazırlığı içinde olduğu ve terör örgütü El Kaide ve diğer radikal grupların eğitim kamplarına gidenlerin sayısında artış tespit edildiği belirtilirken, ‘Milli Görüş’ ve ‘Müslüman Kardeşler’ adlı organizasyonların ise kendi çevrelerinde ve üyeleri arasında şeriat ilkelerini uygulamaya çalıştığı öne sürülüyor.
Sosyal Demokrat Parti SPD Hessen eyaleti eski milletvekili Turgut Yüksel, bu tartışmalara paralel Almanya’daki İslam imajının olumlu yönde değişebilmesi için laik çevrelerle ılımlı İslam kurumlarının ortak çaba göstermesi gerektiğini savunuyor. Anayasayı Koruma Teşkilatı raporunda Türkiye kökenli terör örgütlerine de yer veriliyor.
Almanya’da yasak olan PKK’nın geçen yıl Temmuz ayında üç Alman dağcıyı kaçırdığına vurgu yapan rapor, örgütün ‘Komelan Ciwan’ adlı gençlik kolunun geçen sene çok sayıda şiddet eylemine giriştiği belirtiliyor. Raporda, PKK'nın, bir yandan Türkiye-Irak sınırında saldırılar düzenlerken, diğer yandan Almanya'da barışçı bir tavır takınmaya çalıştığı öne sürülüyor.
Aşırı sağcı, ırkçı ve milleyetçi ideoloji ve gruplar, hemen tüm toplumlarda var olan siyasi bir gerçek. Ancak Nazi döneminde dünyaya verdiği acı ve 1990’lı yıllardan bu yana tekrardan gündeme oturan ırkçı saldırılar ve katliamlar nedeniyle konu Almanya’da daha hassas bir şekilde değerlendiriliyor.
Bugün yayınlanan 2008’e yönelik sayılar ise aşırı sağ ve ırkçılık sorununun maalesef küçümsenemeyecek bir boyut kazandığını ispatlıyor. İçişleri Bakanı Wolfgang Schaueble’nin tanıttığı rapora göre, ‘siyasi amaçlarla işlenen suçlar’ 2008’de bir önceki yıla göre yüzde 11 artarak 31 bin 81’e ulaştı. Geçen yıl aşırı sağcıların işlediği ve polis kayıtlarına düşen suç sayısı ise 20 bin 400’e yükseldi ve yeni bir rekor kırdı, 2007’de söz konusu sayı 17 bin olarak tespit edilmişti. Aşırı sağ motifli suçların bin kadarının insanlara yönelik şiddet eylemi olması sorunun bir başka boyutu.
Schaueble, aşırı sağda artık münferit vakalardan söz etmenin mümkün olmadığını raporun tanıtıldığı basın toplantısında kabul etti. Legal aşırı sağcı parti NPD’nin yasaklanmasından yana olmadığını belirten bakan, esas tehlikenin gençler arasında büyük ilgi bulan ‘otonom milliyetçiler’ adlı şiddet yanlısı oluşumdan kaynaklandığını açıkladı.
Rapora göre Almanya'nın güvenliğini tehdit eden en önemli oluşum ise radikal İslami terör. Raporda Almanya’nın Afganistan’daki askeri varlığını neden gösteren bazı grupların, ülkeye yönelik terör eylemleri hazırlığı içinde olduğu ve terör örgütü El Kaide ve diğer radikal grupların eğitim kamplarına gidenlerin sayısında artış tespit edildiği belirtilirken, ‘Milli Görüş’ ve ‘Müslüman Kardeşler’ adlı organizasyonların ise kendi çevrelerinde ve üyeleri arasında şeriat ilkelerini uygulamaya çalıştığı öne sürülüyor.
Sosyal Demokrat Parti SPD Hessen eyaleti eski milletvekili Turgut Yüksel, bu tartışmalara paralel Almanya’daki İslam imajının olumlu yönde değişebilmesi için laik çevrelerle ılımlı İslam kurumlarının ortak çaba göstermesi gerektiğini savunuyor. Anayasayı Koruma Teşkilatı raporunda Türkiye kökenli terör örgütlerine de yer veriliyor.
Almanya’da yasak olan PKK’nın geçen yıl Temmuz ayında üç Alman dağcıyı kaçırdığına vurgu yapan rapor, örgütün ‘Komelan Ciwan’ adlı gençlik kolunun geçen sene çok sayıda şiddet eylemine giriştiği belirtiliyor. Raporda, PKK'nın, bir yandan Türkiye-Irak sınırında saldırılar düzenlerken, diğer yandan Almanya'da barışçı bir tavır takınmaya çalıştığı öne sürülüyor.
