Erişilebilirlik

İkili İlişkileri Geliştirme Kararı Umutları Artırdı


Türkiye’nin Ermenistan’la ilişkileri normalleştirmeyi öngören bir plan üzerinde anlaşmaya varıldığını açıklaması, taraflar arasında neredeyse bir yüzyılı bulan gerginliğin giderilmesi yönündeki umutları da artırdı.

Erivanlı Ana 19 yaşında. İstanbul’da çocuk bakıcılığı yapıyor. Ana, evinden ayrılıp İstanbul’da kaçak çalışan binlerce Ermeni’den yalnızca biri. “Burada çalışabilir, istediğinizi alır, istediğinizi yapabilirsiniz,” diyen Ana, Ermenistan’da iş bulsa bile daha az para kazanacağını söylüyor.

1993’te Ermenistan’ın Azerbaycan’a bağlı Karabağ’ı işgal etmesinden bu yana Türkiye Ermenistan’a ekonomik yaptırım uyguluyor. Ermenistan halen Azerbaycan topraklarının beşte birini işgal altında tutuyor. Ermenistan da 1915 olaylarından ötürü Türkiye’yi soykırımla suçluyor. Türkiye bu olayların iç savaş olduğunu, Ermeniler kadar Türklerin de bu olaylarda hayatlarını kaybettiğini vurguluyor.

İki ülke arasında yaşanan soğukluk birkaç ay önce yavaş yavaş çözülmeye başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Eylül ayında Türkiye Ermenistan milli maçını izlemek için Erivan’a gitti. Maç, iki ülke arasındaki yakınlaşmada beklenmedik derecede etkili oldu. Yıllar süren güvensizlik yerini birkaç ay içinde yaptırımların kaldırılmasını amaçlayan yoğun görüşmelere bıraktı.

Devlet Bakanı Egemen Bağış, ilişkilerin geleceği konusunda iyimser. Bağış Ermenistan’dan Türkiye’ye giden 70 bin kişinin olduğunu, bunların çoğunun kaçak çalıştığını, çocuklara ve yaşlılara bakıcılık yaptığını belirtiyor. “Ermenistan’ın yüzde 15’i, Türkiye’de çalışan bu insanların göndereceği paraya bağımlı,” diyen Bağış, “Tünelin ucunda ışık görüyorum, çünkü Türkler de çocuklarını ve büyüklerini Ermenistan’dan gelen bu insanlara emanet edebiliyor,” diye sözlerini sürdürüyor.

Bu ay başında TRT Ermenice radyo yayınlarına başladı. Ermenice radyoda kullanılan dilin biraz farklı olduğu yönünde şikayetler bulunsa da, atılan adım özellikle Avrupa Birliği ve Amerikan yönetimi tarafından olumlu karşılandı.

Başkan Barack Obama, seçim kampanyası sırasında 1915 olaylarını soykırım diye tanıma sözü vermişti. Ama bu ay başında Türkiye’yi ziyaret eden Obama, Ankara ve Erivan arasındaki yakınlaşmaya destek verdi.

Obama konuşmasında iki ülke arasında devam eden görüşmeleri bozacak bir davranışa girmeyeceğine özellikle işaret etti. Uzmanlar, Obama’nın bu konuşmasının Ankara’da rahatlamaya yol açtığını belirtiyor. Çünkü yönetimin “soykırım” ifadesini kullanması yalnızca Türk-Amerikan ilişkilerini bozmakla kalmayacağı gibi, aynı zamanda Ermenistan’la yakınlaşma çabalarını da baltalayabilir.

Ermeni asıllı Türk vatandaşı Sarop da, iki ülke arasında ilişkilerin gelişmesinin soykırımın tanınmasından daha önemli olduğu görüşünde. “Türkler soykırım demek istemiyor, ben de bu ifadeyi kullanmak istemiyorum,” diyen Sarop, bununla birlikte Türklerin, Ermenilerin 1915’te yaşadığı acıyı hissetmesi gerektiğini söylüyor. Sarop, tüm Ermenilerin aynı şeyi arzuladıklarını belirterek, sınırın açılmasının, iki ülke arasındaki ilişkileri geliştirmesini umuyor.

İki ülke arasındaki ilişkilerin gelişme yönüne girmesi televizyonlarda da sıkça tartışılıyor. Özellikle de Türkiye’nin müttefiki Azerbaycan’ı satmak uğruna uluslararası baskıya boyun eğdiğini savunanlar var. Türkiye’nin bu konuda hem dış, hem de iç baskılar arasında sıkışıp kaldığını söyleyen Radikal gazetesi köşe yazarı Nuray Mert, Azerbaycan konusunu öne çıkaran iç baskıların muhalefet partileri tarafından malzeme olarak kullanıldığına işaret ediyor.

Azerbaycan’ın baskılarıysa hissedilmeye başlandı. Geçen hafta Moskova’ya giden Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rusya’ya yüklü miktarda doğal gaz satma kararı aldı. Enerji uzmanları, bunun Nabucco boru hattının geleceği açısından hayati bir karar olduğu görüşünde. Bununla birlikte Azerbaycan’ın Rusya’yla vardığı doğal gaz anlaşmasının bağlayıcılığı yok. Bu, Ermenistan sınırını açmaya hazırlanan Ankara’ya Bakü’den bir uyarı olarak algılansa da uzmanlar, sınırın hemen açılmasını mümkün görmüyor.

XS
SM
MD
LG