Almanya’da Başbakan Angela Merkel’in arzuladığı ve Federal Parlamento’dan da yeşil ışık alan yeni iç güvenlik yasasına tepkiler büyüyor. Yasa ülkede resmen tanınmayan dinlere mensup görevlilere yönelik çifte standart uyguladığı için Türk kesiminin de tepkisini alıyor.
Başbakan Merkel ve İçişleri bakanı Wolfgang Schauble’nin Almanya’nın güvenliği için kaçınılmaz olarak niteledikleri yeni yasa Federal Kriminal Dairesi BKA’ya neredeyse sonsuz yetkiler veriyor. BKA terörle mücadele kapsamında şüpheli gördüğü kişilerin takibi ve araştırma konusunda savcılıktan izine gerek kalmadan işlem yapabilecek, evlerde, dernek ve firmalarda arama, telefonları dinleme ve online takip düzenleyebilecek, kişisel alanlara gizli kamera ve ses cihazları yerleştirilebilecek. Yasaya muhalefet edenlere göre, hükümet BKA’nın Amerika’daki FBI modelinden yola çıkarak bir nevi gizli servis gibi hareket etmesinin önünü açıyor. Liberal parti FDP’nin Alman-Türk Forumu sözcüsü Yankı Pürsün, hükümetin bu yasa ile bilinçli bir şekilde Anayasa’yı ihlal ettiğini öne sürüyor.
Söz konusu yasanın en çok eleştirilen noktalarından biri, Almanya'da dinleri resmen tanınan ve tanınmayanlar olarak katagorize etmesi. Buna göre Hıristiyan ve Musevi dinlerine mensup din görevlileri ifadeyi ret hakkına sahipken, imamlar ifade vermeye zorlanabilecek. Yasada, 'İfadeyi ret hakkından yalnız kamu tüzel nitelikli dini cemaat mensubu ve somut olarak din adamları yararlanır' deniliyor, hukuçular bu uygulama ile camilerin gizlice dinlenmesinin de mümkün olacağına dikkat çekiyorlar. Pürsün, bu uygulamanın inanlarla din adamları arasındaki güven ortamını zedeleyeceğini savunuyor.
Bu arada bir dizi resmi temaslarda bulunmak üzere Berlin’e gelen Yurtdışı Türklerden Sorumlu Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu’nun Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble ile görüşmesinde camilerin gizlice dinlenmesi planlarına duyulan rahatsızlığı dile getireceği de haber veriliyor.
