Erişilebilirlik

'Amerika'nın Irak'tan Çekilmesi Şart'


Eski Başkan Jimmy Carter döneminde Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanlığı yapan Zbigniew Brzezinski, Amerikan birlikleri çekilmeden Irak’ta istikrar sağlanamayacağını savunuyor. Başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti adayı Barack Obama’yı destekleyen Brzezinski, başkan adaylarının Irak politikalarını Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi.

"İki adayın da Irak konusunda kararlı politikaları var. Biri, Bush Yönetiminin politikasından tamamen farklı bir yol izliyor. Diğerinin Irak politikasıysa, Yönetimin devamı niteliğinde. Senatör McCain, zafere ulaşılıncaya kadar Irak’ta kalmaktan söz ediyor. Ancak zaferle neyi kastettiğini söylemiyor. Zaten zafere ulaşıp ulaşmadığımızı Irak’tan çekilmeden anlayamayız. Senatör Obama ise 16 ay içinde muharip güçleri Irak’tan çekeceğini söylüyor. Bu, Bush yönetiminin politikasından çok farklı bir yaklaşım. Ben bu seçimlerde Barack Obama’yı destekliyorum. Bence Amerika’nın Irak’taki varlığı çözüm değil, sorunun temeli. Biz çekilinceye kadar Irak’ta istikrar sağlanamayacak. 150 bin Amerikan askerinin bulunduğu Irak’ta istikrar veya zaferden söz edilemez. Irak’ta istikrarlı, laik, demokratik bir sistem kurulduğunu ancak Amerika’nın çekilmesinden sonra anlayabiliriz. Böyle bir şey olacağına da pek ihtimal vermiyorum. Amerikan askerlerinin çekilmesinden sonra Irak’ta bir uyum, konuşlanma süreci olacaktır. Artık orada kalmamıza gerek yok. Ne kadar erken çekilirsek, Irak o kadar çabuk dengeye kavuşur."

Amerika’nın Sesinden Penelope Poulou’ya konuşan Brzezinski, İran’la müzakereler konusunda da şunları söyledi:

"İran’la ciddi bir şekilde müzakere etmemiz gerekir. Müzakerelere fırsat vermedik. Bizim politikamız şu ana kadar şöyleydi: İran uranyum zenginleştirme programını askıya alıncaya kadar onlarla görüşmeyeceğiz. Bu politika iki açıdan sorunlu: Öncelikle nükleer silahların yayılmasını önleme anlaşmasına göre İran’ın uranyum zenginleştirme hakkı bulunuyor. İki: Müzakere etmek için uranyum zenginleştirmeyi durdurmaları konusunda ısrar etmemiz şu anlama geliyor: ‘siz en büyük tavizinizi verin, o zaman müzakere ederiz.’ Ama bu müzakere için ciddi bir teklif olarak algılanamaz. Yeni başkanın İran’la ciddi görüşmelerde bulunacağını umuyorum. Çünkü tehdit etmek, gerginliği arttırmak bir çarpışmaya yol açar. Irak, Afganistan ve Pakistan’a ek olarak bölgede yeni bir savaş çıkması Amerika’nın çıkarları açısından da felaket olur. Onun için ciddi görüşmeler yapmak daha iyi bir politikadır."

Halen Washington’daki düşünce kuruluşlarından Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde danışmanlık yapan Brzezinski, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınması gerektiğini de savunuyor:

“Amerika’da öne çıkan görüş şu: Türkiye’nin Avrupa’nın içinde yer alması, dışında kalmasından daha iyidir. Avrupa’nın dışında bırakılan bir Türkiye, Ortadoğu girdabına girer. Türkiye’nin de dahil olduğu bir Avrupa, daha büyük olacak. İran’a sınırı olacak. Bu Avrupa’nın etki alanının genişlemesi anlamına gelir. Dolayısıyla ben Avrupa’nın daha da büyümesini, Türkiye’yi de içine almasını destekliyorum. Ukrayna’yı da, belki Gürcistan’ı da. Bu, uzun vadede desteklenmesi gereken eğilimdir. Ama bu çok hızlı bir şekilde gerçekleşmeyecek."

XS
SM
MD
LG