Erişilebilirlik

İlerleme Raporu Basına Sızdı


Avrupa Birliği Komisyonu, 5 Kasım’da İlerleme Raporu’nu açıklayacak. Ancak 85 sayfalık belgenin taslağı basına sızdı. Taslak belgede eleştiri ve eksikler övgülerin önüne geçiyor.

Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde kaydettiği gelişmelerin yansıtıldığı ve yıllık karne niteliğinde olan İlerleme Raporu’nun ana hatları belli oldu. AB Komisyonu’nun tespitleri geçtiğimiz yıl kaydedilen performanstan pek de memnun olunmadığını ortaya koyuyor.

Raporda son dönemin güncel konuları arasında yer alan Ergenekon ve Deniz Feneri davaları da yer buldu. 2007’de Ergenekon konusunda soruşturma başlatıldığının vurgulandığı taslak belgede “Soruşturma sürecinde, yargı, medya ve siyaset çevrelerinden savunmanın haklarının yeterince güvence altında olmadığı ve sanıkların herhangi bir suçlama yapılmaksızın aşırı uzun sürelerle gözaltında tutuldukları yönünde şikâyetler oldu” deniliyor. Deniz Feneri davasına ise yorumsuz bir şekilde değiniliyor.

Hükümetin, Avrupa Konseyi bünyesinde yer alan ve yolsuzlukla mücadele amaçlı GRECO’nun 2005’te yaptığı tavsiyelerin üçte birini uyguladığının, ancak bazı önemli alanlarda adım atılmadığının dile getirildiği belgede, “Hükümet kapsamlı bir yolsuzlukla mücadele stratejisi hazırlayamadı. Yolsuzluk yaygın olmayı sürdürüyor” denildi.

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in gözaltında işkence sonucu ölen Engin Çeber için özür dilemesinin not edildiği taslakta, güvenlik birimlerinin “cezadan muaf olmalarının” endişe nedeni olmayı sürdürdüğü belirtiliyor ve işkence şikâyetlerindeki artışa dikkat çekiliyor. Polisin 1 Mayıs’ta aşırı güç kullandığının vurgulandığı belgede, 301. maddenin değişmesinden memnuniyet duyulsa da içeriğinin hemen hemen aynı olmasından yakınılıyor.

İnternete sıkça getirilen yasakların da eleştirildiği belgede, azınlık hakları kapsamında “farklı kimliklere özel hak” yaklaşımı korunuyor. Aile içi şiddet ve namus cinayetleri ciddi sorun olarak görülüyor.

Hükümetin AB katılım süreci ve siyasi reformlar konusundaki taahhüdünü yinelediğinin kaydedildiği belgede, “Bununla birlikte, hükümet güçlü siyasi yetkisine karşın istikrarlı ve kapsamlı bir siyasi reform programını ortaya koyamadı” ifadeleri kullanılıyor. Taslak raporda, “Siyasi partiler arasındaki diyalog ve uzlaşma ruhu eksikliği, siyasi kurumların düzgün bir şekilde işleyişi üzerinde olumsuz etki yarattı” deniliyor.

“Kuzey Irak’taki terör hedeflerine yönelik askeri operasyonlarda askerler üzerinde siyasi denetim uygulandı” denilen belgede, silahlı kuvvetlerin resmi ve gayri resmi mekanizmalar aracılığıyla belirgin bir şekilde siyaseti etkileme amaçlı faaliyetleri sürdürdüğü belirtiliyor. Üst düzey ordu mensuplarının yetkilerini aşan bir şekilde Kıbrıs, Güneydoğu, laiklik, siyasi partiler ve askeri nitelikli olmayan diğer konularda görüş bildirdikleri de belgede yer alıyor.

Dış politikadaki adımlardan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yaklaşımlarından övgüyle bahsedilen raporda, ilk kez Türkiye’nin, “Kopenhag kriterleri açısından işleyen bir piyasa ekonomisi” olduğu vurgusu yer alıyor.

XS
SM
MD
LG