Erişilebilirlik

3 Ekim Amerikan Basınından Özetler


Washington Post başkan yardımcılığına aday olan Sarah Palin ile Joseph Biden arasındaki televizyon tartışma programının yüzeysel kaldığı yorumunda bulunuyor. İki adayın da birbirlerine fazla yüklenmediğini kaydeden gazete, seçmenin daha iyi bir tartışma beklediğini belirtiyor:

Biden aslında korkulduğu gibi tutarsız ve tepeden bakan bir tavır içinde değildi. Palin de başkan adayı olduktan sonra verdiği kötü röportajlara kıyasla daha kendinden emin ve tutarlıydı. Her iki aday da kendi bulundukları tarafın üstün özelliklerini sergilemeye çalıştı. Ama Wall Street'i kurtarma planı veya Irak savaşı gibi önemli meselelerde ciddi bir tartışmadan çok klasik ve yanıltıcı konuşmalar öne çıktı. Dün akşamki tartışma, her iki taraf açısından da bir felakete neden olmadı. Umarız, bundan sonra başkan adayları arasında yapılacak iki tartışma, seçmenler açısından daha aydınlatıcı olur.

New York Times da Palin ve Biden arasındaki tartışmada adayların hata yapmama kaygısının öne çıktığı görüşüne yer veriyor. Gazete, bilinen görüşlerin tekrarlandığı tartışmanın tatmin edici olmadığı yorumunda bulunuyor:

Muhafazakarlar arasında bile başkan yardımcılığına uygun olup olmadığı konusunda soru işaretlerine yol açan bir dizi röportajın ardından Palin'in yapması gereken tek şey, birkaç anlamlı cümle kurmak ve seçimi kaybetmeye yol açacak bir hata yapmamaktı. Bu açıdan ama sadece bu açıdan, Palin başarılıydı. Ünlü gaflarından birini yapmayan Senatör Biden ise, meselelere daha hakim olduğu yönünde bir görüntü çizdi. Bu tartışma sonuç olarak, dürüst, deneyimli ve ilkeli bir politikacı imajı oluşturan McCain'in Palin'i yardımcılığına aday göstererek sorumsuzca davrandığı gerçeğini değiştirmeye yetmedi.

Los Angeles Times Avusturya'da aşırı sağın seçim zaferinin Nazizmin yükselişi değil, yıllarca iktidar olan partilere duyulan tepki olarak yorumlanması gerektiği görüşüne yer veriyor. Ian Buruma imzalı makalede, şu görüşlere yer veriliyor:

Hoşgörü, Avrupa'nın birliği, milliyetçiliğe duyulan güvensizlik ve ırkçılığa karşı uyanık olmak alkışlanacak tavırlardır. Ancak bütün bunların tartışılmadan ve eleştirilmeden savunulması tepkiye yol açtı. Hollanda, Fransa ve İrlanda halkı Avrupa Anayasasını reddederken, siyasi seçkinlere duydukları güvensizliği dile getiriyorlardı. Avrupa düşüncesine karşı çıkarak ulusal egemenliği yeniden tesis edeceklerini, göçmenleri kovarak Müslümanlaşmaya karşı mücadele edeceklerini söyleyen popülistler de bu güvensizliği istismar ediyor. Ancak bu yeni popülizm, bırakın demokrasi karşıtlığını henüz demokrasi dışı olarak bile adlandırılamaz. İnsanlar kaygılarını şiddet yoluyla değil de oylarıyla dile getirdikleri sürece, demokrasi ciddi bir zarar görmeyecektir.

Boston Globe Çin'de melaminli süt ürünlerinin neden olduğu felaketi siyasi sitemi baskıcı olan bir ülkede serbest piyasa koşullarını uygulanmasına bağlıyor. Gazete, Çinli yetkilileri, yapılan bütün uyarılara rağmen tüketicileri koruyacak önlemleri zamanında almamakla suçluyor:

Çin'deki tek parti sistemi, yaptıklarından dolayı hesap sorulmasından koruyor. Bu nedenle komünist yetkililer, halkın çıkarları yerine partinin çıkarlarını korumayı daha fazla önemsiyorlar. Komünist partinin kendini savunma refleksi, ifade ve basın özgürlüğüne duyulan güvensizliğin de kaynağını oluşturuyor. Komünistlerin şeffaflık korkusu, rüşvet kültürü ve kapalı kapılar ardında iş bitirme anlayışıyla birleştiğinde bunun kurbanı halk oluyor.

XS
SM
MD
LG