Almanya
Başbakanı Angela Merkel’in göçmenlerle ilgili sert çıkışı Almanya’da yaşayan
Türkler tarafından tepkiyle karşılandı.
Almanya
gündeminden düşmeyen konuların başında bu ülkede yaşıyan göçmenlerin entegrasyonu, yani topluma uyumları geliyor. Çok uzun bir
süre konuyu gerekli ciddiyetle ele almadığı, sorunların üzerine gitmediği için
eleştirilen Almanya, bu bağlamda son iki-üç yılda somut adımlar atmaya başladı.
Yılda iki kez Alman yetkililerle göçmenlerin temsilcilerinin bir araya geldiği
‘Uyum Zirvesi’ ve ülkedeki Müslümanlarla devlet kurumları arasındaki
işbirliğini sistematikleştirmeyi amaçlayan ‘İslam Konferansı’, Başbakan Angela
Merkel’in öncülük ettiği ve genelde olumlu yorumlar alan girişimler oldu.
Buna
karşılık, aynı süreçte Yabancılar Kanunu’nun sertleştirilmesi, Almanya’ya
gelmek isteyen yabancılardan Almanca bilmelerinin talep edilmesi ve 1 Eylül’de
yürülüğe konulan ‘Vatandaşlık Testi’ eleştirilen noktalar oldu. Bu
tartışmalarda iktidardaki Birlik Partileri, göçmenlerin topluma uyumunu dil
yetkinliğine, daha doğrusu Almanca bilgi seviyesine bağladı. Ancak Birlik
Partileri’nin de başkanı olan Merkel, geçen iki yılda yumuşak ve uzlaşı arıyan
üslubu ile dikkati çekti. O yüzden Merkel’in Pazar günü Avusturya halk
Partisi’nin kongresindeki sözleri Almanya’daki Türk göçmen temsilcileri
arasında şaşkınlık yarattı.
Merkel, Almanya’da çokkültürlülüğün iflas ettiğini
öne sürdü. Ortak yaşam için Alman değerlerinin kıstas sayılması gerektiğini
savunan Başbakan ülkede yaşıyan göçmenlerden uzun bir süreden bu yana ilk kez
‘yabancılar’ olarak bahsetti ve yabancı çocuklarının yeteri kadar Almanca
bilmediğini, bunun da kabul edilemez olduğunu öne sürdü. Türk örgütlerinin
temsilcileri Merkel’in sözlerini 90lı yılların popülist sloganlarına dönüş
olarak nitelerken, Yeşiller Partisi federal milletvekili Ekin Deligöz,
Merkel’in yaptığını ‘göçmenlerin gerçekliğine karşı ayıp’ olarak tanımlıyor.
Berlin’deki siyasi
yorumculara göre, Merkel göçmenler politikasındaki bu radikal dönüşle, bu hafta
sonunda Bavyera eyaletinde yapıalcak eyalet seçimleri öncesinde pozisyonunu
yeniden belirledi. Merkel’in sözleri göçmenler politikasının en sert olduğu
Bavyera’daki Birlik Partileri’nin Hristiyan Sosyal Parti kanadına destek olarak
değerlendirliyor ve aynı zamanda gelecek yıl yapılacak genel seçimler için de
ilk sinyal olarak yorumlanıyor. Bremen Üniversitesi Çokkültürlülük Kürsüsü
Başkanı profesör Yasemin Karakaşoğlu, Merkel’in çokkültürlülük kavramı
üzerinden siyaset yapmasının, ülkedeki göçmenleri kazanmak yerine kaybetme
anlamına geldiğini savunuyor.
Bu arada Bavyera’daki
seçimler için geri sayım devam ediyor. 9 milyonun üzerinde seçmenin katılacağı
seçimlerde beş Türk kökenli aday da bulunuyor.