Son on yılda bir çok ülkede kadınlar seçim
kazanarak en yüksek siyasi mevkilerde göreve geldi. Bu ülkeler arasında
İsviçre, Almanya, Moğolistan, Liberya ve Şili'yi sayabiliriz. Ancak birçok
uzman, siyasi kademelerde kadınların hala yeterince temsil edilmediğini
belirtiyor. Ayrıca, yakın gelecekte de, siyaset kademelerinde kadın erkek
eşitsizliğinin kapanması beklenmiyor.
1998 yılından buyana İsviçre, Letonya, Şili,
Bermuda ve Almanya ile diğer bir çok ülkede, kadın cumhurbaşkanı ve başbakan
seçildi. Ve dünyanın her yerinde
kadınlar, parlamentolarda ve yerel
yönetimlerde her zamankinden daha çok sandalye sahibi oldular.
Ruanda,
yüzde 48'le mecliste en yüksek kadın oranına sahip ülke. Ruanda'yı yüzde 47'yle İsveç, ve yüzde 43'le Küba
izliyor.
Buna rağmen
Parlamentolararası Birlik'in raporuna göre, dünya yasama meclislerindeki kadınların
oranını sadece yüzde 18.
Ulusal
Demokratik Enstitüsü dünyanın her yerinde demokrasinin gelişmesini destekleyen
bir kuruluş. Kuruluşun yöneticilerinden
Kristin Haffert kadınların meclislerde yeterince temsil edilememesinin,
kültürel gelenekler ve erkek
üstünlüğünden kaynaklandığını savunuyor:
"Nereye giderseniz gidin, kadına karşı
ayırımcılık görüyorsunuz. Kadınlara hala, ayrı bir gözle bakılıyor ve fiziki
görünüşlerine göre algılanıyor. Parlamentoların kadın ve erkek üyelerinden,
toplumun farklı beklentileri var. Ve kadın yöneticiler daha fazla sorgulanıyor."
Bazı uzmanlar bu aşırı sorgulamanın, bazı durumlarda kadınları seçimlere
girmekten alakoyduğuna işaret ediyor. Seçimle gelinen makamlar için yeterli
olmakla birlikte, bir çok kadın, siyasi yaşama atılıp erkeklerle rekabet edecek
özgüvene sahip bulunmuyor.
Kristin Haffert'e göre, kadın adayların aşmaları gereken bazı başka engeller de var:
"Dünyanın her ülkesinde durum aynı. Aile desteği yetersiz, siyasi partilerin desteği
az, ve kadınlar, seçime girmek için mali kaynak ve kredilere ulaşmakta zorluk
çekiyor. Bir çok yerde kadınlar, ancak erkek siyasetçiler çağırırsa seçime
giriyor. Erkekler kadar istekli oldukları halde, kadınlar ancak erkek
siyasetçilerin davetiyle siyaset hayatına katılmaya cesaret ediyor."
Dünyanın her yerinde yapılan
araştırmalar, kadınların seçime girmeye erkekler kadar istekli olmadığını
gösteriyor. Brown Üniversitesi siyaset bilim dalı öğretim üyelerinden Jennifer
Lawless Amerika'da bu alanda bir araştırma yürüttü. 2001 yılında, meslek sahibi
dört bin kadın ve erkek arasında yapılan araştırmanın sonuçları yeni
yayınlandı. Jennifer Lawless araştırmanın ilginç bir sonucuna işaret etti:
"2001 yılında erkeklerin, seçimlere
katılmaya kadınlardan yüzde 20 oranında daha fazla eğilimli olduğunu gördük.
Ayrıca, erkekler, adaylık kaydı yaptırma ya da kampanya için para bulma
konusunda, kadınlardan yüzde 50 oranında daha aktifti. 2008 yılında da bu
oranlar aynı çıktı. Siyasi hayata atılma
açısından 2001 yılından buyana kadın-erkek farkı, hiç değişmemiş gözüküyor.
Fakat araştırmaya katılan gruba, siyasetle ilgili misiniz, seçim kampanyalarına bağışta bulundunuz mu,
siyasi toplantılara katıldığınız mı gibi sorular sorduğumuz zaman, kadınlarla
erkekler arasında fark olmadığını görüyoruz. Bu da, kadınların siyasetle
erkekler kadar ilgili olduklarını gösteriyor. Fakat çeşitli sebeplerle, siyasi
hayata atılmaya gelince, kadınlar geride kalıyor."
Bu sonuçların taşıdığı anlam, bir
çok uzmanı ürkütüyor. Washington'daki Amerikan Üniversitesi'nde Kadın ve
Siyaset Enstitüsü'nün Başkan Yardımcısı Sarah Brewer bu kaygıya paylaşanlar
arasında:
"Araştırmanın çok şaşırtıcı bir başka bulgusu ise, cinsler arası eşitlik
tartışmaları arasında yetişmiş genç kuşak kadınların, 40 ve üstü yaştakilere
göre, siyasete girmeye daha az ilgi göstermesi oldu. Genç kadınlar, annelerine
göre, daha az siyasete girmeye heves gösteriyor. Cinsler arası eşitlik konuşmaları arasında işlerin daha iyiye gideceğini
beklerken, bu konuda çok daha başka faktörlerin devreye girdiğini anlıyoruz."
Pek çok uzman, dünyanın her yerinde
kadın örgütlerinin, geleceğin lider kadrolarını çoğaltmak için, genç kadınları
siyasete girmeye teşvik etmesini istiyor.
Siyasi yaşama katılmada kadın erkek eşitliğine ulaşmak ve kadınları
özendirme ve karşılaştıkları sorunları çözme konusunda, daha yapılması gereken
çok iş olduğu konusunda da, görüş birliği hakim.