Christian Science Monitor Türkiye’de hükümetteki
İslamcılar ile ordu, yargı ve bürokraside etkin olan laikler arasındaki
egemenlik mücadelesinin hukuk sistemini siyasileştirdiği yorumunda
bulunuyor. Gazete, iki taraf arasındaki bu kavganın Türkiye açısından
vahim sonuçlar doğuracağı görüşüne yer veriyor.
''Söz konusu olan şey sadece Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarı değil. Türkiye’nin Avrupa Birliği ile üyelik görüşmeleri, Irak’la ilişkileri ve Müslüman ülkeler için rol model oluşturması da tehlikede. Her iki grup da, etkinlik mücadelesinde denk bir güce sahip. Dinin Türk kamusal yaşamındaki rolü konusunda kabul edilebilir dengeli bir çözüm bulmak için güven verici bir yol bulmaları gerekiyor. Eğer Türk liderler, sahip oldukları demokrasiye saygı göstermek bir yana, bu demokrasiyi anayasal ve hukuki reformlarla daha da güçlendirmezlerse, ülkeyi bir irade savaşına sürükleyeceklerdir''.
Los Angeles Times Başbakan Erdoğan’ın Irak ziyaretinde PKK’ya karşı ortak mücadele sözü aldığını yazıyor. Gazetenin haberinde, 18 yıl sonra bir Türk başbakanının Bağdat’a gitmesinin, komşularıyla ilişkilerini düzeltmek isteyen Irak başbakanı Maliki için diplomatik bir zafer olduğu da vurgulanıyor.
''Komşularıyla önemli ekonomik ilişkilere sahip olan Irak, 2003 yılında Sünni Saddam Hüseyin yönetiminin Amerikan güçleri tarafından devrilmesinden sonra diplomatik bir yalnızlığa itildi. Irak’ın komşularından sadece Türkiye ve İran, Bağdat’ta bir büyükelçiliğe sahip. Türk yetkililer, Irak’ın yarı özerk Kürt bölgesinde üslenen PKK’ya karşı yeterince mücadele etmediğinden yakınıyor. Ancak başbakan Erdoğan, Maliki’yle yaptığı görüşme sonrasında Bağdat’taki ve Kuzey Irak’taki yetkililerden destek sözü aldığını söyledi. Erdoğan, buna karşılık 2007 yılında 3,5 milyar olan ticaret hacminin önümüzdeki üç yıl içinde 25 milyar dolara çıkmasını beklediğini belirtti''.
New York Times Pakistan’ın sınır bölgesinde üslenen Taleban ve El Kaide güçlerinin Afganistan’daki NATO ve Amerikan birlikleri için bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Gazete, Pakistan’daki iç siyasi çekişmeler nedeniyle bu tehdide karşı yeterli önlem alınmadığını vurguluyor.
''Washington, Pakistan’da birçok hata yaptı. Bu hataların en büyüğü, devlet başkanı Müşerref’i gereğinden uzun bir süre desteklemesiydi. Bu politika, Amerika’nın Pakistan halkının gözündeki itibarını azalttı ve aşırı güçlere karşı verilen savaşın, Pakistan halkının değil, Washington’un savaşı olduğu izlenimine yol açtı. El Kaide ve Taleban’a karşı mücadele etmek ve Pakistan’da demokrasi ve kalkınmayı sağlamak, hem Amerika’nın hem de Pakistan’ın çıkarınadır. Başkan Bush’un bu konuda Pakistanlı liderleri ikna etmesi gerekiyor. Hem de bunu hemen, El Kaide ve Taleban daha fazla güçlenmeden yapması gerekiyor''.
Boston Globe Washington’un İran’ın Hürmüz Boğazı’nda düzenlediği tatbikata sert bir tepki göstermemesini onaylıyor. Gazete, İran’ın nükleer programı sorununu çözmek için diplomatik yöntemlerde ısrar edilmesini savunuyor.
''Ulusal İstihbarat Konseyi Başkanı Thomas Fingar’ın da belirttiği gibi, İran’ın güvenlik garantisine ihtiyaç duyduğunu görmek gerekiyor. İran’ın kendini güvensiz hissetmesinin nedenlerinden biri de biziz. Belki, hiçbir şey, İran’ı nükleer silah üretme çabasından vazgeçiremeyebilir. Ancak Amerikan başkanı, İran’ın niyetini gerçekten ortaya çıkaracak bir öneride bulunmadığı sürece, dünyanın en hassas bölgesinde daha bir çok sürtüşme ve askeri tatbikat yaşanacaktır''.
''Söz konusu olan şey sadece Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarı değil. Türkiye’nin Avrupa Birliği ile üyelik görüşmeleri, Irak’la ilişkileri ve Müslüman ülkeler için rol model oluşturması da tehlikede. Her iki grup da, etkinlik mücadelesinde denk bir güce sahip. Dinin Türk kamusal yaşamındaki rolü konusunda kabul edilebilir dengeli bir çözüm bulmak için güven verici bir yol bulmaları gerekiyor. Eğer Türk liderler, sahip oldukları demokrasiye saygı göstermek bir yana, bu demokrasiyi anayasal ve hukuki reformlarla daha da güçlendirmezlerse, ülkeyi bir irade savaşına sürükleyeceklerdir''.
Los Angeles Times Başbakan Erdoğan’ın Irak ziyaretinde PKK’ya karşı ortak mücadele sözü aldığını yazıyor. Gazetenin haberinde, 18 yıl sonra bir Türk başbakanının Bağdat’a gitmesinin, komşularıyla ilişkilerini düzeltmek isteyen Irak başbakanı Maliki için diplomatik bir zafer olduğu da vurgulanıyor.
''Komşularıyla önemli ekonomik ilişkilere sahip olan Irak, 2003 yılında Sünni Saddam Hüseyin yönetiminin Amerikan güçleri tarafından devrilmesinden sonra diplomatik bir yalnızlığa itildi. Irak’ın komşularından sadece Türkiye ve İran, Bağdat’ta bir büyükelçiliğe sahip. Türk yetkililer, Irak’ın yarı özerk Kürt bölgesinde üslenen PKK’ya karşı yeterince mücadele etmediğinden yakınıyor. Ancak başbakan Erdoğan, Maliki’yle yaptığı görüşme sonrasında Bağdat’taki ve Kuzey Irak’taki yetkililerden destek sözü aldığını söyledi. Erdoğan, buna karşılık 2007 yılında 3,5 milyar olan ticaret hacminin önümüzdeki üç yıl içinde 25 milyar dolara çıkmasını beklediğini belirtti''.
New York Times Pakistan’ın sınır bölgesinde üslenen Taleban ve El Kaide güçlerinin Afganistan’daki NATO ve Amerikan birlikleri için bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Gazete, Pakistan’daki iç siyasi çekişmeler nedeniyle bu tehdide karşı yeterli önlem alınmadığını vurguluyor.
''Washington, Pakistan’da birçok hata yaptı. Bu hataların en büyüğü, devlet başkanı Müşerref’i gereğinden uzun bir süre desteklemesiydi. Bu politika, Amerika’nın Pakistan halkının gözündeki itibarını azalttı ve aşırı güçlere karşı verilen savaşın, Pakistan halkının değil, Washington’un savaşı olduğu izlenimine yol açtı. El Kaide ve Taleban’a karşı mücadele etmek ve Pakistan’da demokrasi ve kalkınmayı sağlamak, hem Amerika’nın hem de Pakistan’ın çıkarınadır. Başkan Bush’un bu konuda Pakistanlı liderleri ikna etmesi gerekiyor. Hem de bunu hemen, El Kaide ve Taleban daha fazla güçlenmeden yapması gerekiyor''.
Boston Globe Washington’un İran’ın Hürmüz Boğazı’nda düzenlediği tatbikata sert bir tepki göstermemesini onaylıyor. Gazete, İran’ın nükleer programı sorununu çözmek için diplomatik yöntemlerde ısrar edilmesini savunuyor.
''Ulusal İstihbarat Konseyi Başkanı Thomas Fingar’ın da belirttiği gibi, İran’ın güvenlik garantisine ihtiyaç duyduğunu görmek gerekiyor. İran’ın kendini güvensiz hissetmesinin nedenlerinden biri de biziz. Belki, hiçbir şey, İran’ı nükleer silah üretme çabasından vazgeçiremeyebilir. Ancak Amerikan başkanı, İran’ın niyetini gerçekten ortaya çıkaracak bir öneride bulunmadığı sürece, dünyanın en hassas bölgesinde daha bir çok sürtüşme ve askeri tatbikat yaşanacaktır''.