Türkiye’deki son gelişmelerin tedirginlikle izlendiği ülkelerden biri de,
3 milyona yakın Türk göçmenin yaşadığı Almanya.
Alman medyası Türkiye'deki gelişmeleri, ‘Ergenekon’ kapsamındaki tutuklamaları ve AKP'ye yönelik kapatma davasını, çok geniş bir şekilde konu olarak işliyor. Gelişmeleri günlerdir birinci sayfalarından duyuran gazetelerdeki yorumlarda genel olarak Türkiye’de bir sistem çatışması yaşandığı ve ülkenin ağır bir krize doğru sürüklendiğine vurgu yapılıyor.
Gelişmeleri Türkiye’nin Avrupa Biliği süreciyle ilişkilendiren köşe yazarları, AKP'nin kapatılmasının Türkiye açısından hem içte hem dışta vahim sonuçları olacağı görüşündeler. Federal Hükümet ise gelişmeleri resmi ağızdan yorumlamaya yanaşmazken, Alman Türk Parlamanterler Grubu Başkanı Thomas Kossendey, ülkedeki gelişmelerin AB içindeki Türkiye karşıtlarının işine geldiğini ve var olan kuşkuları daha da arttırdığını savunuyor. Kossendey şöyle konuştu:
"Türkiye ile tam üyelik yerine başka bir yol deneyelim diyeceklerdir, mesela Avrupa ile özel bir ortaklık. Bu koşullar altında Türkiye’deki durum Avrupa’nın değerler ve hukuk sistemini hayata geçirmek gibi açık bir hedef ortaya koymuyorsa, böyle düşünenleri suçlamak mümkün değil. Eğer Türkiye’nin Avrupa yolu tıkanırsa, Türkiye’nin hatanın ne olduğunu kendine sorması gerekir."
Sokakdaki vatandaş ise Türkiye’deki gelişmeleri değişik tepki veriyor, kaygılarını dile getirenlere, beni ilgilendirmiyor diyenler de dahil oluyor.
Bu arada Türkiye’de 2300 işletme ile temsil edilen ve büyük yatırımları olan Alman sanayi çevrelerinde de, ülkedeki gelişmeler kuşku ile takip ediliyor. Almanya’nın en tanınmış ekonomi yazarlarından Ralf Dreschler’e göre, Türkiye Alman yatırımcılar için çekiciliğini yitiriyor. Türkiye’nin kredi notunun giderek azalacağını tahmin eden Dreschler, küresel finansal ortamın zaten zorlaştığı bir dönemde, uluslararası yatırımcıların siyasi rizikoları olan bölgelerden kaçınacaklarını belirtiyor.