11 Eylül 2001’den bu yana sıkı güvenlik önlemlerinin hüküm sürdüğü New
York’ta iş çevreleri kentin iş merkezi olarak cazibesini kaybetmesinden
rahatsız. Değişik sektörlerden gelen temsilciler özellikle Amerikan
vize sisteminin kısıtlayıcı hale gelmesiyle kentin başka ülkelerden
yetenekli kişileri çekme konusunda geride kaldığını söylüyor. Bir iş
grubu olan Partnership for New York City güvenlikle ilgili korkular ve
göçmenlik konusundaki siyasi tartışmalar nedeniyle kalifiye elemanlara
vize verilmemesini eleştiriyor.
New
Yorklular her zaman kentin dünyanın erime potası olmasıyla övünür.
Ancak, birçok kişi, dışardan kalifiye eleman getirtme konusunda New
York’un geride kaldığını söylüyor. Birçokları bundan göçmenlik
sistemini sorumlu tutuyor. Her yıl işyerlerine verilen ve H-1B olarak
bilinen çalışma vizesi alarak Amerika’ya gelenlerin sayısı, giderek
azalıyor. Bu yıl Amerika, 85 bin kişiye H-1B vizesi verecek. Talep o
kadar fazla ki, başvuruların açıldığı 1 Nisan’da kota tamamen doldu.
2007’de H-1B vizesi için başvuranların sayısı 150 bindi.
Partnership
for New York City örgütünden Kathryn Wylde yalnış anlamalar nedeniyle
Amerika’nın başka ülkelerden gelecek büyük yetenekleri elinden
kaçırdığını söylüyor. Wylde şöyle konuşuyor: “Vize konusunda büyük bir
yanılgı var, o da, H-1B vizesiyle gelecek yabancıların işini
yapabilecek Amerikalılar bulunabileceği. Oysa bu mümkün değil. Bunu
değiştirmeye çalışıyoruz.” Örgüt, yabancı çalışanların, New York’taki
şirketler için yeni pazarlar açacağını savunuyor. Örgüte göre, yüksek
ücretli yabancıların New York’a yerleşip çok para harcamasıyla, sıradan
New Yorklulara da yeni iş alanları açılacak. H-1B vizesine en çok
başvuru, New York için yapılıyor. İş çevreleri, Kongre’den, günümüz
piyasasının gerçeklerini yansıtacak şekilde, vize kotasını arttırmasını
istiyor. Kampanyayı destekleyen şirketler arasında, Manhattan’daki
alüminyum devi Alcoa da var. Alcoa sözcüsü Kevin Lowery vize
kısıtlamaları nedeniyle birçok yabancı kalifiye elemanın başka kentlere
gittiğini söylüyor. Birçok sanayi dalında faaliyet gösteren işirketin
elemanlarını Amerika’dan Londra’ya taşıdığına dikkat çeken Lowery,
“Uzun vadede bunu sürdürebilmemiz mümkün değil,” diyor.
Göçmen
artışına karşı çıkanlar, vize kotasının arttırılmasına karşı direniyor.
Ekonomik yavaşlama yüzünden Amerika’da işsizlik oranı artıyor. Üstelik
bu sene başkanlık seçim yılı. Göçmenlik Araştırmaları Merkezi adlı kar
amacı gütmeyen bir kuruluşun başkanı olan Mark Krikorian, H-1B
vizesinin ucuz işgücü getirmenin bir yolu olduğunu söylüyor. Krikorian,
“HB1 vizesi verilen yabancıların gelir düzeyi düşük. Amerikalı
meslekdaşlarından daha az iş becerisi ve eğitime sahipler. Buna göre
H-1B vizesi, ucuz işçi vizesi sayılabilir,” diyor. New Yorklu
işadamları bunu reddediyor ve H-1B vizesiyle çalışma izni alan her
yabancı için 5 Amerikalıya iş imkanı sağlandığını savunuyor.
İşadamları, Avrupa ve Asya’da kalifiye elemanlara daha fazla çalışma
vizesi verilirken New York’un bu açıdan geri kalmaması gerektiğini
söylüyor.