Christian Science Monitor artan benzin fiyatlarının, küresel ısınmayla mücadele etmek ve Amerika’nın yabancı petrole bağımlılığını azaltmak açısından bir fırsat olduğunu yazıyor. Gazete, Amerikan halkını daha az araba kullanmaya ve araçlarında yakıt verimliliğini artıracak önlemler almaya çağırıyor:
"Amerika’da tüketilen petrolün üçte ikisi ulaşımda kullanılıyor. Bu nedenle sadece sanayi sektörüne değil, bütün Amerikalılara görev düşüyor. Araçların bakımı iyi yapılmalı, tekerlekler doğru şişirilmeli, motor ve hava filtreleri gözden geçirilmelidir. Sürücüler daha yavaş giderek yakıt tasarrufu da sağlayabilir. Araçların bagajlarında, yakıt verimliliğini azaltacak şekilde gereksiz yük taşınmamalı, mümkün olduğunca aynı araca birden fazla kişi binmelidir. Evden çalışmak veya işyerine yakın bir yere taşınmak da alınabilecek önlemler arasında. Artık enerji tasarrufunun önem kazandığı bir dünyada yaşıyoruz. Birkaç basit önlemle, petrol sonrası bir döneme geçişi başlatabiliriz."
Boston Globe da Kongreyi, büyük petrol şirketlerine tanınan vergi muafiyetlerinin azaltılması konusunda bir adım atmamakla suçluyor. Gazete, petrol lobisinin son on yılda seçim kampanyalarına 639 milyon dolar harcadığını hatırlatıyor:
"Petrol şirketlerinden en fazla bağış alan on kişi arasında beşinci ve altıncı sırada Demokrat başkan adayları Hillary Clinton ile Barack Obama yer alıyor. İkinci sırada ise Cumhuriyetçi başkan adayı John McCain bulunuyor. Petrol şirketi yöneticilerinin yüzündeki o sırıtmayı kim ortadan kaldıracak? Senatör McCain’in başkanlığındaki bir yönetimin bunu yapmayacağından emin olabilirsiniz. Ama Demokratlar Kongrede daha fazla sandalye alsalar bile Obama başkanlığındaki bir yönetimin bunu başarabileceğini kim söyleyebilir ki? Ülkenin, petrol şirketlerine 'artık yeter, çizmeyi aştınız' diyecek bir lidere ihtiyacı var."
USA Today Demokrat ve Cumhuriyetçi başkan adaylarının seçim öncesinde üç açık oturuma birlikte katılacağını kaydediyor. Ancak gazete, seçmenin daha sağlıklı bir karar verebilmesi açısından adaylara bu üç açık oturumla yetinmemeleri ve mümkün olduğunca çok ortak toplantı düzenlemeleri çağrısında bulunuyor:
"1964 seçimlerinde, kendi partilerinden aday olmaları beklenen Demokrat John Kennedy ile Cumhuriyetçi Barry Goldwater, ülkeyi birlikte dolaşma ve ortak toplantılar yapma konusunda anlaşmıştı. Goldwater, anılarında bugünkü karalamaya dayalı seçim kampanyalarıyla kıyaslandığında o anlaşmanın hayal gibi geldiğini yazıyor. Kennedy, 1963 Kasımında bir suikaste kurban gidince, bu hayal de sona ermişti. Şimdi, bu hayali yeniden canlandırmanın zamanı. Ortak toplantılar düzenlenmesi, seçim kampanyasının tarzını da değiştirecek ve seçmenlerin daha iyi bir tercih yapmalarını sağlayacaktır."
New York Times da Amerikan tarihinde seçim kampanyalarına yapılan bağışlarla ilgili bu kadar çok tartışmanın yaşandığı bir başka seçim olmadığı görüşünde. Gazete, mevcut başkan adaylarını da seçimlerde kamunun finans desteğini savunmalarına rağmen, bu konuda somut bir adım atmamakla suçluyor:
"Seçim kampanyalarına daha fazla bağış toplamak için mücadele eden üç adayın hepsi de seçmenlerin önünde, kampanyalara kamu finansmanı sağlanması sistemini güçlendirme sözü vermelidir. Ve Beyaz Saray’a seçildiğinde ya da Kongredeki görevine döndüğünde bu konunun takipçisi olmalıdır. Seçim kampanyalarına kamu finansmanı sağlanması yasasının Kongrede kabul edilmesini sağlayan Senatör Edward Kennedy, bu konuda somut bir örnek oluşturuyor. Şimdi, üç başkan adayı da bu tarihi düzenlemeyi güncelleştirmeli ve güçlendirmelidir."