Fransa’da yapılan ve sinema dünyasının en önemli buluşması sayılan 61. Cannes Film Festivali’nde son dönemin en başarılı yönetmenlerinden sayılan Nuri Bilge Ceylan, “Üç Maymun” filmiyle ‘en iyi yönetmen’ ödülünü aldı. Ceylan ödülünü “güzel ve yalnız ülkeme adıyorum” diyerek Türkiye’ye adadı. Festivalde altın palmiye ödülünü 21 yıl aradan sonra, Laurent Cantet’in “Duvarlar Arasında” filmiyle, ilk kez ev sahibi Fransa kazandı.
Artık bir sinema klasiğine dönüşen Uluslararası Cannes Film Festivali’nin 61’incisi sona erdi. Yarışmaya katılan tek Türk eser olan “Üç Maymun” filminin başarılı yönetmeni Nuri Bilge Ceylan, en iyi yönetmen ödülünü aldı.
Festivalin başından beri favori gösterilen Nuri Bilge Ceylan, büyük bir aile içi dram yaşadıktan sonra, olayı yok sayıp, üzerinde konuşmayarak aileyi bir arada tutmaya çalışan kısaca üç maymun rolünü oynayan bir ailenin hikayesini anlattığı “Üç Maymun” filmiyle en iyi yönetmen seçildi. Yönetmene ödülünü Amerikalı ünlü aktör Faye Dunaway verdi. Ceylan ödül töreninde yaptığı kısa konuşmada ödülün kendisi için sürpriz olduğunu ve onur duyduğunu belirterek jüriye teşekkür etti.
Ödülü Türkiye’ye adadığını açıklayan başarılı yönetmen, “Benim tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkeme adıyorum” dedi. Birbirinden iddialı son derece kaliteli 22 filmin yarıştığı Festival, sinemaseverlere gerçek bir ziyafet sundu. İki haftalık sinema şöleninin ardından Festival geleneksel ödül töreni ile kapandı.
Başkanlığını Amerikalı aktör Sean Penn’in yaptığı festival Jürisi, bu yıl sürpriz bir karar alarak Fransız yönetmen Laurent Cantet’in Fransız okullarındaki eğitim sorunlarını yansıttığı “Duvarlar arasında” adlı filmini Altın Palmiye’ye layık gördü. Böylece 21 yıldır ödül alamayan evsahibi Fransa, uzun bir aradan sonra başarıya ulaştı.
Yarışma sonuçlarının diğer sürprizi uzun süredir önemli bir başarı elde edemeyen İtalyan sinemasının dönüşü oldu. Festivalin ikinci önemli ödülü olan “Büyük Ödül” İtalyan yönetmen Matteo Garrone’un “Gomorra”, üçüncü ödül ise Paolo Sorrentino’nun “İl Divo” filmine verildi. Yarışmada en iyi erkek oyuncu ödülünü başından beri beklendiği gibi Che filmindeki oyunuyla Amerikalı aktör Benicio del Toro, en iyi kadın oyuncu ödülünü de “Linha de Passe” filmindeki rolüyle Brezilyalı oyuncu Sandra Corveloni aldı.
Festivalde ödül kazanan diğer başarılı sanatçılara gelince, yine festivalin favori isimlerinden Belçikalı Dardenne Kardeşlerin göçmen haklarını kazanabilmek için eroin bağımlısı bir gençle beyaz evlilik yapmak zorunda olan genç bir göçmen kadının öyküsünü anlatan “Lorna’nın Sessizliği” filmi de en iyi senaryo ödülüne layık bulundu. Dardenne kardeşlere ödülünü geçtiğimiz yıl bu ödülü kazanan Türk asıllı yönetmen Fatih Akın verdi.
Festival jürisi sinema yaşamları boyunca sergiledikleri başarılı çizgiden dolayı Fransız oyuncu Catherine Deneuve ile Amerikalı oyuncu ve yönetmen Clint Eastwood’a Festival Özel Ödülü’nü verdi. Festivalde, Altın Kamera ödülünü ise İrlandalı milletvekili Bobby Sands’in açlık grevi sırasında ölümünü konu alan “Açlık” filmindeki başarısıyla genç yönetmen Steve McQueen aldı. En iyi kısa metrajlı filmin ödülünü ise "Megatron" ile Marian Crisan kazandı.