Erişilebilirlik

22 Mayıs Amerikan Basınından Özetler


Washington Post Bush yönetiminin, Orta Doğu’daki gelişmelerin arkasında kaldığını yazıyor. Gazete, Türkiye’nin arabuluculuğuyla İsrail ve Suriye arasında gerçekleşen görüşmeler ile Lübnan’daki barış çabalarının Amerika’nın bilgisi dışında yürütüldüğüne dikkati çekiyor:

Her iki girişim de Amerika’nın bölgedeki stratejisine ters düşüyor. Bush yönetimi, Suriye ve İsrail’in, Golan tepelerinin iadesine ilişkin görüşmelere katılması yönündeki çağrılarına yıllarca kulak asmadı. Yönetim, Suriye’yi Annapolis konferansına da ancak müttefiklerinin baskısı sonucunda davet etti. Beyaz Saray, İstanbul’daki görüşmelerle ilgili haberlere de soğuk yaklaştı. Sonuçta Türkiye geçen yıl devreye girdi, geçmişte Amerikan dışişleri bakanlarının üstlendiği rolü üstlenerek mekik diplomasisini başlattı.

Boston Globe Amerika’nın, Hamas’la temas kurduğu için Fransa’yı eleştirmesine tepki gösteriyor. Gazete, Hamas’ın Filistin parlamentosunda çoğunluğu elinde tutan ve gözardı edilemeyecek bir güç olduğunu vurguluyor.

Hamas’la temas kurmak, bu örgüte taviz vermek anlamına gelmez. İsrail hükümeti de, Mısır’ın arabuluculuğuyla, Hamas’la ateşkes ve esir değişimi konularında dolaylı görüşmeler yapıyor. Hamas’ın rakibi olan Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas, Suudi Arabistan aracılığıyla iktidar paylaşımı konusunda, Hamas’la bir uzlaşma sağlamaya çalışıyor. İki yıl önce Bush’un kendisi, Hamas’ın terörist bir örgüt olduğu gerekçesiyle seçime sokulmaması yönünde İsrail’den ve Abbas’tan gelen talepleri geri çevirmişti. Hamas’ın seçimlere girmesine onay veren Bush’un şimdi Hamas hükümetini yok sayması ya da Fransa’dan da bu politikayı desteklemesini istemesi anlaşılır bir şey değildir.

Los Angeles Times da Lübnan’da farklı gruplar arasında varılan anlaşmayı bir uzlaşma değil, Hizbullah’ın zaferi olarak görüyor. Gazete, anlaşmanın Hizbullah’a, hükümetin kararlarını veto etme yetkisi verdiğini savunuyor:

Bu anlaşma, Lübnan’da askeri ve siyasi gerçeğin kabullenilmesi olarak da yorumlanabilir, 2005 yılında başlayan ve Suriye’yi Lübnan’dan çekilmeye zorlayan laik, demokratik hareketin yenilgisi olarak da görülebilir. Ancak bu gelişme, her halikarda Sedir devrimini demokrasinin zaferi olarak gören ve Suriye’nin geri dönüşünü önlemek için Lübnan’a ciddi miktarda askeri yardımda bulunan Amerika açısından bir yenilgidir. Hamas’ın Gazze’de denetimi almasından bir yıl sonra, bazı açılardan El Kaide’den bile korkutucu bir terör örgütü olan Hizbullah artık zaferini ilan etmiş durumda.

New York Times Amerika’nın Irak, Afganistan ve Guantanamo’da terör zanlılarını tuttuğu cezaevlerinde uygulanan işkenceleri gündeme taşıyor. Gazete, işkence iddialarının Amerikan karşıtları ya da Bush muhalifleri tarafından değil, Federal Soruşturma Bürosu FBI çalışanları tarafından dile getirildiğini kaydediyor:

Yapılanlar münferit olaylar değildi. Adalet Bakanlığı başmüfettişinin raporuna göre, sivil ve askeri sorgu memurları, amirlerinin talimatları doğrultusunda sistematik bir biçimde bu uygulamaları hayata geçirdi. Bakanlığın raporu, Başkan Bush’un Amerikan yasalarını ve Cenevre Sözleşmesi’ni nasıl çiğnediğini ortaya çıkarmaya yönelik ilk adım olarak görülmelidir. Kaç kişinin kötü muameleye maruz kaldığını ve Amerika’nın temel değerlerinin nasıl çiğnendiğini öğrenmek acılı bir süreç olacak. Ancak Amerika’nın insan haklarını ihlal eden bir ülke olmaktan çıkıp yeniden insan haklarını savunan bir ülke haline gelmesi için bu gereklidir.

XS
SM
MD
LG