Erişilebilirlik

Amerika'da İktidar Değişimi ve İkili İlişkiler


Önümüzdeki Ocak ayında Beyaz Saray’a yeni bir başkan yerleşecek. Washington’da yeni bir yönetim olacak ve yeni bir dönem başlayacak. Gözlemciler, Washington’da iktidarın değişmesinin Türk Amerikan ilişkiler açısından bir fırsat olacağını söylüyor.

Bu yıl, başkanlık yarışında iktidardan hiçbir isim aday olmadı. Başkan George Bush, Anayasa tarafından sınırlanan 8 yıllık görev süresini doldurdu. Başkan Yardımcısı Dick Cheney aday olmayacağını açıkladı. Washington’da herşeyiyle bir iktidar değişimi olacak.

Amerika’nın eski İstanbul Başkonsolosu ve Washington’daki Türk Amerikan Konseyi Başkanı Büyükelçi James Holmes, bunun Türk Amerikan ilişkileri açısından bir fırsat olduğunu söylüyor: “Yeni yönetimin işbaşına gelecek olması bence bir fırsat. Son 8 yıl içinde, Türkiye’yle Amerika arasında işbirliği yapılan dönemler olduğu kadar, özellikle Irak işgalinden sonra bir güvensizlik dönemi de yaşandı. Amerika’da 50 yıl aradan sonra ilk kez bir başkanlık seçiminde eski bir başkan veya başkan yardımcısı aday olmuyor. Yani kesin bir iktidar değişimi olacak. İster Demokrat, ister Cumhuriyetçi, kim seçilirse seçilsin, Türkiye’nin bölgede önemli bir aktör olduğunu görecek. Son 10 yıldır gündemimizin başında Ortadoğu’daki gelişmeler var. Amerika, bölgedeki varlığını değerlendirmeye devam edecek ve Türkiye bu açıdan önemli bir konumda. İşte bu sayede, Türkiye ve Amerika’nın ilişkilerini yeniden yapılandırması, yeniden inşa etmesi için bir fırsat doğuyor; farklı oyuncularla ilişkilerini pekiştirmeye devam edeceklerini düşünüyorum. Bu yüzden iktidar değişimini bir fırsat olarak değerlendiriyorum.”

Washington’daki uzmanlar da bu görüşte. Peki, Washington’da iktidarın değişmesi, Türkiye’den nasıl görülüyor?

Geçen hafta Washington’da temaslarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi Çankırı Milletvekili Suat Kınıklıoğlu Türk Amerikan ilişkilerinde yeni bir dönem başlayacağını söylüyor: “Ocak ayında kimin başkan olacağını bilemiyoruz, ama tabii ki, kim iktidara gelirse gelsin, yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Bu sadece, Türk Amerikan ilişkileri açısından değil, sanırım Amerika’nın dünyanın geri kalanıyla olan ilişkileri açısından da yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Türkiye olarak da, biz, yeni başkanla çalışmak ve yeni bir gündem geliştirmek istiyoruz.”

Başkanlık yarışını yakından izleyen Türkler, özellikle Demokrat Partili başkan aday adaylarının, Ermeni soykırımı iddialarını savunan tasarılara destek veren açıklamalarından büyük kaygı duyuyor.

New York Senatörü Hillary Clinton ve Illinois Senatörü Barack Obama, California önseçimlerinden önce, Ocak ayında, Ermeni lobisine mektup göndererek, başkan seçildikleri takdirde 1915 olaylarını 'soykırım' olarak niteleyeceklerini bildirmişti.

Türk Amerikan Konseyi Başkanı Büyükelçi James Holmes, bunu şöyle yorumladı: “Bu önemli bir konu... Kriz potansiyeli var. Ama şunu belirtmemiz gerekir... Kimse, bir seçim kampanyası sırasında özellikle bu tür konularda mantık aramamalı. Unutmayın, Başkan George Bush ve Başkan Clinton da, seçimlerden önce Ermeni tasarılarına destek vereceklerini söylemişlerdi, ancak seçildikten sonra bu konuda geri adım attılar. Yani, seçim kampanyasında verilen sözlerle başkanlığın getirdiği sorumluluk arasında büyük fark var. Onun için Senatör Obama ve Clinton’un tasarıya destek verdiklerini söylemelerinden fazlasıyla kaygı duymaya gerek yok. Birinden biri başkan seçilirse, ve Kongre de Demokrat Parti’nin kontrolünde olursa, o zaman kriz potansiyeli var... Bu nedenle, Amerika, Türkiye ve Türk Amerikan Konseyi olarak kaygı duyduğumuz bir gerçek...”

Uzmanlar, iktidarın sorumluluk getirdiğini ve Türkiye’nin önemli konumu göz önünde bulundurulduğunda adayların seçim kampanyası sırasında verdikleri bu sözü tutmakta zorlanacaklarını düşünüyor.

XS
SM
MD
LG