New York Times Pakistan’da yeni seçilen hükümetin, El Kaide ve Taleban’ın barındığı Güney Veziristan bölgesinde, aşiretlerle anlaşmaya çalıştığını belirtiyor. Gazete, Bush yönetiminin bu girişime sıcak bakmadığını kaydediyor ancak Washington’un izlediği politikaların da başarısız olduğunu hatırlatıyor:
“Amerika, 11 Eylül saldırıları sonrasında Pakistan’a 10 milyar Dolar akıttı. Ancak, bu yardıma rağmen ne El Kaide etkisizleştirildi ne de terör yuvaları yok edildi. Amerika yeni kurulan demokratik hükümete destek vermeli ve zaman tanımalıdır. Amerikalı yetkililer, barış anlaşmasının işe yaramaması durumunda izlenecek askeri stratejinin belirlenmesi için yeni hükümetle birlikte çalışmalıdır. Washington, Pakistan’da demokrasinin gelişmesi ve yaşam standartlarının artması için daha fazla çaba harcamalıdır.”Christian Science Monitor de, Amerika’nın Irak’ta Sünni isyancılarla benzer bir anlaşma yaptığını hatırlatıyor ve Washington’un, aşiretlerle anlaştığı için Pakistan hükümetini eleştirmeye hakkı olmadığını savunuyor. Ancak gazete, anlaşmanın ciddi belirsizlikler içerdiğine de dikkat çekiyor:
“Bu anlaşma da tıpkı daha önceki anlaşmalar gibi, aşırı İslamcılara kendilerini toparlamaları için bir fırsat ve zaman tanıma riskini içinde barındırıyor. Eğer anlaşma açık bir biçimde El Kaide ile Taleban’ın dışlanmasını içermiyorsa bunun tek bir anlamı vardır: hükümet kendi güçsüzlüğü nedeniyle, varlığını sürdürebilmek için böyle bir anlaşmaya gidiyor demektir. Eğer hükümet, iç barışı sağlamak adına El Kaide’yle mücadele sözünden dönüyorsa, bu dar bakışlı bir yaklaşım olur ve terör er ya da geç Pakistan demokrasisini de vurur.”
Washington Post, Küba’da Fidel Castro’nun devlet başkanlığından ayrılmasıyla görevi devralan kardeşi Raul Castro’nun gerçekleştirdiği reformları yetersiz buluyor. Gazete, bu nedenle Küba’ya uygulanan yaptırımların kaldırılması ve ilişkilerin normalleştirilmesi önerilerine karşı çıkıyor:
“Artık, bir yıllık maaşını gözden çıkartan Küba vatandaşları artık bir cep telefonu alıp kullanıma açabilir. Ancak Raul Castro’nun reformları Çin ve Vietnam gibi eski komünist ülkelerde gerçekleştirilen reformlardan bile daha geride. Bu ülkeler demokratik açılımlar sağlamasa bile, en azından daha müreffeh diktatörlükler haline gelmeyi başardı. Castro, şimdi sıradan Kübalı vatandaşlara uygulanan yurt dışına çıkış yasağını hafifletmeyi planlıyor. Eğer bu gerçekleşirse, 11 milyon Kübalı’dan kaçının, reform anlayışı vatandaşlarına mikrodalga fırın alma izni vermekle sınırlı bir yönetim altında yaşamak istediği de ortaya çıkacak.”
USA Today, 1960 ila 2000 yılları arasında Amerika genelinde yaşam süresinin erkeklerde yedi, kadınlarda altı yıl arttığını yazıyor. Ancak gazete, özellikle yoksullar arasında yaygınlaşan şişmanlık nedeniyle ülkenin belirli bölgelerinde yaşam süresinin düştüğünü de ekliyor:
“Şişmanlık, bütün dünyada zenginlerden çok yoksullar arasında artıyor. Bunun temelinde kapsamlı toplumsal değişimler yatıyor ve dolayısıyla bu gidişatı değiştirmek kolay görünmüyor. Ancak, yoksulların koruyucu sağlık hizmetlerine ulaşımını kolaylaştırmak faydalı olabilir. Bundan yüz yıl önce, Amerika’daki yoksulların yaşam süreleri, açlık nedeniyle kısaydı. Şimdi şişmanlık salgınının benzer bir sonuç yaratması trajik bir durum oluşturuyor.”