Bugünkü Amerikan gazetelerinde Demokrat Parti başkan adaylığı için yarışan Barack Obama’nın ırk ayrımı ve dinle devlet ilişkileri konusundaki sözleri geniş yankı buluyor. New York Times, 20 yıldır gittiği kilisenin vaizinin Amerikan karşıtı ifadeleri nedeniyle zor günler geçiren Obama’nın, cesur bir çıkış yaptığını yazıyor:
"Obama’nın toplumda bölünmeye yol açan geleneksel sorunların üstüne çıkma konusundaki sözleri zaman zaman kaygı uyandırıcı bir nitelik taşıyordu. Ancak bu kez öyle olmadı. Dinle siyaset arasına Obama kadar kesin bir çizgi çizmeyenler veya Obama’nın ırk ayrımcılığı konusundaki açık ve net ifadelerine karşı çıkanlar üzerinde bu konuşmanın ne kadar etkili olacağını bilemeyiz. Ancak şundan eminiz; Obama sadece sürüp giden bir tartışmaya açıklık getirmekle kalmadı, tartışmanın seviyesini de yükseltti."
USA Today de vaiz Jeremiah Wright’ın Amerikan karşıtı düşünceleri nedeniyle zor duruma düşen Barack Obama’nın yaptığı 30 dakikalık konuşmayla durumu lehine çevirdiği görüşünde. Gazete, Obama’nın değişim ve birlik mesajını daha güçlü biçimde verdiğini vurguluyor:
"Amerika’nın önünde bir engel olmayı sürdüren ırksal sorunların çözümü siyahlarla beyazlar arasındaki algı farklılığını gidermekten geçiyor. Obama’nın yaptığı konuşma, tek başına bu sorunun çözümünde yeterli olmayabilir. Ancak bu konuda bir diyalog başlatması bile çok büyük bir adım olacaktır. Obama’nın Amerikan tarihini masaya yatıran seçim kampanyası kökü çok derinlere dayanan bölünmüşlüğü daha da artırma riskini barındırdığı gibi, bu bölünmüşlüğü aşma potansiyelini de taşıyor."
Washington Post,Tibet’teki protesto eylemlerini şiddet kullanarak bastırmaya çalışan Çin’i sert ifadelerle suçluyor. Gazete, Pekin Olimpiyatları öncesinde patlak veren olaylar karşısında yeterli tepkiyi göstermedikleri gerekçesiyle dünya liderlerini de eleştiriyor:
"Yaşanan şiddete karşı gösterilen uluslararası tepki bir kararlılık içermiyordu ve bu bile yerini sessizliğe bırakmaya başladı. Şiddetin artması halinde olimpiyatların boykot edilmesi önerisi bir çok lider tarafından reddedildi. Çin’in Tibet’te yaptıkları, dünya liderlerinin ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin Pekin’e olimpiyatlar öncesinde verdiği sözleri hatırlatmasını gerektiren olaylardan sadece bir tanesi. Uluslararası toplumun sessiz kalması, sadece Çin halkını üzmekle kalmayacak, bundan sonra olimpiyatlara ev sahipliği yapacak ülkelerin de insan onuruna saygı ilkesini ciddiye almamasına yol açacaktır."
Los Angeles Times ise Çin hükümetinin Tibet’teki protestoları Çin milliyetçiliğini canlandırmak için kullandığını yazıyor. Uluslararası toplumu da sessiz kalmakla suçlayan gazete, buna rağmen Tibet’teki olayların olimpiyatlara damgasını vuracağı düşüncesinde:
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Tibet konusunu gündemine bile almadı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, Darfur konusunda, Amerika ise Kuzey Kore’nin nükleer programı konusunda Çin’in desteğine ihtiyaç duyuyor. Bütün bunlara rağmen Çinli yetkililer, olimpiyatlar sırasında bütün dünyanın kendilerini hava kirliliğine karşı aldıkları önlemlerle veya Sudan’a karşı takındıkları tavra göre değil, Tibet’teki vatandaşlarına karşı davranışlarıyla yargılayacağını bilmelidir."
"Obama’nın toplumda bölünmeye yol açan geleneksel sorunların üstüne çıkma konusundaki sözleri zaman zaman kaygı uyandırıcı bir nitelik taşıyordu. Ancak bu kez öyle olmadı. Dinle siyaset arasına Obama kadar kesin bir çizgi çizmeyenler veya Obama’nın ırk ayrımcılığı konusundaki açık ve net ifadelerine karşı çıkanlar üzerinde bu konuşmanın ne kadar etkili olacağını bilemeyiz. Ancak şundan eminiz; Obama sadece sürüp giden bir tartışmaya açıklık getirmekle kalmadı, tartışmanın seviyesini de yükseltti."
USA Today de vaiz Jeremiah Wright’ın Amerikan karşıtı düşünceleri nedeniyle zor duruma düşen Barack Obama’nın yaptığı 30 dakikalık konuşmayla durumu lehine çevirdiği görüşünde. Gazete, Obama’nın değişim ve birlik mesajını daha güçlü biçimde verdiğini vurguluyor:
"Amerika’nın önünde bir engel olmayı sürdüren ırksal sorunların çözümü siyahlarla beyazlar arasındaki algı farklılığını gidermekten geçiyor. Obama’nın yaptığı konuşma, tek başına bu sorunun çözümünde yeterli olmayabilir. Ancak bu konuda bir diyalog başlatması bile çok büyük bir adım olacaktır. Obama’nın Amerikan tarihini masaya yatıran seçim kampanyası kökü çok derinlere dayanan bölünmüşlüğü daha da artırma riskini barındırdığı gibi, bu bölünmüşlüğü aşma potansiyelini de taşıyor."
Washington Post,Tibet’teki protesto eylemlerini şiddet kullanarak bastırmaya çalışan Çin’i sert ifadelerle suçluyor. Gazete, Pekin Olimpiyatları öncesinde patlak veren olaylar karşısında yeterli tepkiyi göstermedikleri gerekçesiyle dünya liderlerini de eleştiriyor:
"Yaşanan şiddete karşı gösterilen uluslararası tepki bir kararlılık içermiyordu ve bu bile yerini sessizliğe bırakmaya başladı. Şiddetin artması halinde olimpiyatların boykot edilmesi önerisi bir çok lider tarafından reddedildi. Çin’in Tibet’te yaptıkları, dünya liderlerinin ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin Pekin’e olimpiyatlar öncesinde verdiği sözleri hatırlatmasını gerektiren olaylardan sadece bir tanesi. Uluslararası toplumun sessiz kalması, sadece Çin halkını üzmekle kalmayacak, bundan sonra olimpiyatlara ev sahipliği yapacak ülkelerin de insan onuruna saygı ilkesini ciddiye almamasına yol açacaktır."
Los Angeles Times ise Çin hükümetinin Tibet’teki protestoları Çin milliyetçiliğini canlandırmak için kullandığını yazıyor. Uluslararası toplumu da sessiz kalmakla suçlayan gazete, buna rağmen Tibet’teki olayların olimpiyatlara damgasını vuracağı düşüncesinde:
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Tibet konusunu gündemine bile almadı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, Darfur konusunda, Amerika ise Kuzey Kore’nin nükleer programı konusunda Çin’in desteğine ihtiyaç duyuyor. Bütün bunlara rağmen Çinli yetkililer, olimpiyatlar sırasında bütün dünyanın kendilerini hava kirliliğine karşı aldıkları önlemlerle veya Sudan’a karşı takındıkları tavra göre değil, Tibet’teki vatandaşlarına karşı davranışlarıyla yargılayacağını bilmelidir."