Pakistan’daki seçim sonuçlarını değerlendiren Christian Science Monitor diktatör olarak tanımladığı Pervez Müşerref’e yapılan yardımın, Amerika’nın terörle mücadelesinde faydalı olduğunu belirtiyor. Ancak gazete, Amerika’nın uzun vadeli çıkarları açısından demokratik bir Pakistan’ın daha faydalı olacağını da vurguluyor:
“Amerika, uzun vadede tek bir kişinin değil, bütün Pakistan halkının desteğine ihtiyaç duyuyor. Kamuoyu yoklamaları, Pakistan halkının ülkenin kuzeybatısındaki aşırı İslamcılara karşı ordunun bir operasyon düzenlemesine sıcak bakmadığını gösteriyor. Halkın % 89’u terörle savaşın Amerika’nın savaşı olduğuna inanıyor ve teröre karşı Amerika’yla işbirliğine karşı çıkıyor. Seçimden zaferle çıkan Asıf Zerdari, Pakistan halkına bu savaşın aynı zamanda kendi savaşları olduğunu göstermek istediğini söylüyor. Zerdari, demokratik bir süreç içinde bu konuda Müşerref’e kıyasla çok daha başarılı olabilir.”
Boston Globe da, seçimlerin ardından Pakistan’da demokrasiye giden yolun açıldığı yorumunda bulunuyor. Gazete, bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor:
"Mecliste on milletvekilliği kazanan milliyetçi Peştun partisi, eğer koalisyon hükümetine dahil edilirse, Pakistan’ın en sorunlu bölgesi olan kuzeybatıdaki halkla bir köprü kurulmasını sağlayabilir. Washington ayrıca bu partinin aşırı dinciliği reddettiğini de göz önünde tutmalıdır. Ortaya çıkan tablo, Pakistan’da istikrarın demokratik süreçler ve kurumlar aracılığıyla sağlanabileceğini gösteriyor. Bu da, aşırı İslamcılara karşı tek seçeneğin Müşerref gibi bir askeri lider olmadığını kanıtlıyor."
USA Today, petrol fiyatlarının ilk kez varil başına 100 doların üstüne çıktığını hatırlatıyor ve ucuz enerji döneminin bittiğini vurguluyor. Gazete, artan petrol fiyatlarıyla birlikte, enflasyonun da artacağını belirtiyor ve ekonominin durgunluğa girebileceği uyarısında bulunuyor:
“Ancak petrolün varilinin 100 Dolar’ın üstüne çıkmasının iyi tarafları da var. Bir yandan petrol tasarrufunu artırıyor ve yeni petrol yataklarının aranmasını hızlandırıyor; bir yandan da yatırımların geçmişte karlı bulunmayan güneş ve rüzgar enerjisi gibi alanlara kaymasını sağlıyor. Aslında petrol fiyatlarındaki artış, siyasilerin sağlıklı bir enerji politikası geliştiremediği bir dönemde, piyasaların kendi enerji politikasını dayatması olarak da yorumlanabilir. Piyasalar, enerji uzmanlarından ve ekonomistlerden daha fazla şey söylüyor. Artık bu sese kulak vermenin zamanıdır.”
Los Angeles Times, Kosova’nın tek yanlı bağımsızlık ilanının, başka bölgeler için de örnek oluşturacağı görüşüne yer veriyor. Oxford Üniversitesi Avrupa Araştırmaları profesörü Timothy Garton Ash, gazetedeki yazısında, Kosova’nın kendine özgü bir vaka olduğu görüşüne karşı çıkıyor:
“Güney Osetya ve Trans-Dinyester’de Rusya’nın desteklediği liderler, Amerika’nın desteklediği Kosovalılar’ın açtığı yoldan gitmeye hazırlanıyor. Bask ve Katalan ayrılıkçıları gelişmeleri yakından izlerken, İspanya, Kosova’nın tek yanlı bağımsızlık ilanına sert bir tepki gösterdi. Kosova, Abhazya’dan Zanzibar’a kadar 69 bölgenin üye olduğu Temsil Edilmeyen Uluslar ve Ülkeler adlı Internet sitesinde manşette yer alıyor. Elbette Kosova’nın kendine özgü yanları var, ama yeni Kosovalar da kaçınılmaz görünüyor.”
“Amerika, uzun vadede tek bir kişinin değil, bütün Pakistan halkının desteğine ihtiyaç duyuyor. Kamuoyu yoklamaları, Pakistan halkının ülkenin kuzeybatısındaki aşırı İslamcılara karşı ordunun bir operasyon düzenlemesine sıcak bakmadığını gösteriyor. Halkın % 89’u terörle savaşın Amerika’nın savaşı olduğuna inanıyor ve teröre karşı Amerika’yla işbirliğine karşı çıkıyor. Seçimden zaferle çıkan Asıf Zerdari, Pakistan halkına bu savaşın aynı zamanda kendi savaşları olduğunu göstermek istediğini söylüyor. Zerdari, demokratik bir süreç içinde bu konuda Müşerref’e kıyasla çok daha başarılı olabilir.”
Boston Globe da, seçimlerin ardından Pakistan’da demokrasiye giden yolun açıldığı yorumunda bulunuyor. Gazete, bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor:
"Mecliste on milletvekilliği kazanan milliyetçi Peştun partisi, eğer koalisyon hükümetine dahil edilirse, Pakistan’ın en sorunlu bölgesi olan kuzeybatıdaki halkla bir köprü kurulmasını sağlayabilir. Washington ayrıca bu partinin aşırı dinciliği reddettiğini de göz önünde tutmalıdır. Ortaya çıkan tablo, Pakistan’da istikrarın demokratik süreçler ve kurumlar aracılığıyla sağlanabileceğini gösteriyor. Bu da, aşırı İslamcılara karşı tek seçeneğin Müşerref gibi bir askeri lider olmadığını kanıtlıyor."
USA Today, petrol fiyatlarının ilk kez varil başına 100 doların üstüne çıktığını hatırlatıyor ve ucuz enerji döneminin bittiğini vurguluyor. Gazete, artan petrol fiyatlarıyla birlikte, enflasyonun da artacağını belirtiyor ve ekonominin durgunluğa girebileceği uyarısında bulunuyor:
“Ancak petrolün varilinin 100 Dolar’ın üstüne çıkmasının iyi tarafları da var. Bir yandan petrol tasarrufunu artırıyor ve yeni petrol yataklarının aranmasını hızlandırıyor; bir yandan da yatırımların geçmişte karlı bulunmayan güneş ve rüzgar enerjisi gibi alanlara kaymasını sağlıyor. Aslında petrol fiyatlarındaki artış, siyasilerin sağlıklı bir enerji politikası geliştiremediği bir dönemde, piyasaların kendi enerji politikasını dayatması olarak da yorumlanabilir. Piyasalar, enerji uzmanlarından ve ekonomistlerden daha fazla şey söylüyor. Artık bu sese kulak vermenin zamanıdır.”
Los Angeles Times, Kosova’nın tek yanlı bağımsızlık ilanının, başka bölgeler için de örnek oluşturacağı görüşüne yer veriyor. Oxford Üniversitesi Avrupa Araştırmaları profesörü Timothy Garton Ash, gazetedeki yazısında, Kosova’nın kendine özgü bir vaka olduğu görüşüne karşı çıkıyor:
“Güney Osetya ve Trans-Dinyester’de Rusya’nın desteklediği liderler, Amerika’nın desteklediği Kosovalılar’ın açtığı yoldan gitmeye hazırlanıyor. Bask ve Katalan ayrılıkçıları gelişmeleri yakından izlerken, İspanya, Kosova’nın tek yanlı bağımsızlık ilanına sert bir tepki gösterdi. Kosova, Abhazya’dan Zanzibar’a kadar 69 bölgenin üye olduğu Temsil Edilmeyen Uluslar ve Ülkeler adlı Internet sitesinde manşette yer alıyor. Elbette Kosova’nın kendine özgü yanları var, ama yeni Kosovalar da kaçınılmaz görünüyor.”