Siyasetçilerin sürekli olarak ekonominin kötüye gittiğini söylemesi ekonomik büyümeyi etkileyebilir mi? Bazı ekonomistler, seçim kaygısıyla hareket eden siyasetçilerin ekonomi hakkında olumsuz mesajlar vererek tüketicilerin daha da tutucu davranmasına yol açtığını savunuyor.
İşsizlik, konut kredi sektöründeki daralma, borsadaki düşüşlerle birlikte, ekonomi, bu seçimlerin başlıca konusu oldu. Ekonomik kaygılar Irak savaşını geride bıraktı. Partilerinin başkan adaylığı için yarışan siyasetçiler de her fırsatta, ekonomik sorunlara çare bulacaklarını söylüyor. Bazı ekonomistler, sürekli olumsuz haberler çıkmasının, ekonomiyi olumsuz etkilediğini düşünüyor. Euler Hermes Kredi Şirketi Başekonomisti Dan North anlatıyor:
“Sürekli felaketten söz ederseniz, tüketiciler kaygılanmaya başlar ve harcamalarını azaltır. Bunu daha önceki seçim yıllarında da gördük.Tüketici harcamaları azalırsa, ekonomik büyüme de yavaşlar. Ekonomimizin büyük bir bölümü talebe, yani alış veriş yapmaya dayalı. Ekonominin üçte ikisi tüketiciler tarafından yönlendiriliyor. Ekonomik kaygılar nedeniyle tasarrufa yönelmeleri, büyümeyi etkileyecektir.”
Durumdan finans piyasaları da etkileniyor. Washington’daki Amerikan Üniversitesi ekonomi profesörü Tom Hertz, yatırımcıların da aynı şekilde hareket ettiğini, olumsuz haberlerin borsaya ve dolaylı dolarak dünya borsalarına da yansıdığını söylüyor.
“Diyelim ki Japonya’da yatırımcısınız. Amerikan piyasalarındaki düşüşün Tokyo borsasına yansıyıp yansımayacağını merak ediyorsunuz. Zarara uğramamak için de hisselerinizi satıyorsunuz. Neticede, Tokyo borsası da etkilenmiş oluyor.”
Bu eğilim, Amerika’da konut sektörünün toparlanmasını engelliyor. Amerika’da ekonomik durgunluk kaygısı, tüketicilerin ev satın alma gibi büyük yatırımlar yapmasını da önlüyor.
