Amerika başkanlık seçimi açısından büyük önem taşıyan Süper Salı’yı değerlendiren New York Times, Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerdeki iç bölünmeye dikkat çekiyor. Gazete, her iki partide de başkan adaylığını kim kazanırsa kazansın, kendi partisinin tam desteğini alamayacağını savunuyor:
"Bu seçim kampanyasında bir çok yanlış yapıldı. Ancak en azından Amerika’yı Bush döneminde yaşadığı bölünmüşlükten kurtarmak için hala bir şans var. Ülkeyi birleştirme iddiasındaki bütün adaylar ve partiler öncelikli olarak kendi içinde birlik sağlamalıdır. Zaten demokrasinin de böyle işlediği varsayılır."
Washington Post ise Cumhuriyetçi Parti’de Senatör John McCain’in arayı açtığını ancak Demokrat Parti’de Hillary Clinton ile Barack Obama arasındaki yarışın hala başa baş gittiğini yazıyor. Gazete, alınan sonuçların, bir an önce önseçim yaparak başkan adaylarının belirlenmesinde belirleyici olmak isteyen eyaletlerin bu heveslerini kursaklarında bıraktığını belirtiyor:
"Cumhuriyetçi Parti’de Senatör McCain’in öne çıkması, parti içindeki muhafazakar kesimlerin tepkisine neden oldu. Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen bazı isimleri, McCain’in başkan adayı olmasının partiye büyük zarar vereceğini söyledi. Ancak, McCain’in göç konusundaki ılımlı görüşleri küresel ısınma hakkındaki gerçekçi yaklaşımı ve işkence gibi konularda yaptığı açıklamalar, Cumhuriyetçi Parti’yi çok daha büyük bir yenilgiden kurtarabilir. Demokrat Parti’de ise yarış, ancak bütün delegeler netleştikten sonra çözülebilecek bir bulmacayı andırıyor. California’daki önseçimi kazanan Hillary Clinton, biraz daha avantajlı görünüyor."
Boston Globe, Sırbistan’da Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesini savunan Tomislav Nikoliç’e karşı, Batı yanlısı Boris Tadiç’in yeniden devlet başkanlığına seçilmesini önemli bir fırsat olarak görüyor. Ancak gazete, bu fırsatın değerlendirilmesi için Avrupa Birliği’ne büyük görevler düştüğünü vurguluyor:
"Avrupa Birliği üyesi 27 ülke, birbiriyle bağlantılı iki önemli konuda çok dikkatli hareket etmelidir; Kosova’nın Sırbistan’dan bağımsız bir devlet kurma niyeti ve Sırbistan’ın Avrupa Birliği’ne üye olma konusundaki kararsızlığı... Eğer birlik, Kosova’nın Sırbistan’dan barışçıl bir biçimde ayrılmasını sağlayamazsa ve Sırbistan’ın üyeliği konusunda gerekli adımları atmazsa Balkanlar’da etnik ve milliyetçi çatışmalarla karşı karşıya kalabilir. Eğer Sırbistan ve Kosova da Avrupa Birliği’ne girmek istiyorsa, barış ve istikrar adına ulusal egemenliklerinden biraz fedakarlık etmelidirler."
Christian Science Monitor, Çad’daki darbe girişiminin yüz binlerce göçmenin hayatını da riske attığını belirtiyor. Gazete, yaşanan bu kriz karşısında iktidar kavgasının değil, insani kaygıların ön plana çıkması gerektiğini vurguluyor:
"Çad’da, Sudan yanlısı bir hükümet kurulması ve Avrupa Birliği’nin bir koruma sağlayamaz duruma gelmesi, Darfur’dan bu ülkeye kaçan mültecileri tamamen düşmanlarının ve haydutların insafına terk etmek anlamına gelecektir. İsyancılar, Birleşmiş Milletlerin gösterdiği tepkiden ve Fransa’nın güç kullanma tehdidinden korkmuş görünüyor. Çad ve Darfur’daki şiddet eylemlerini yakından izleyen Fransa ve diğer ülkeler, insani kaygıları en büyük öncelik haline getirmelidir. Bu da söz verdikleri Eufor gücünün bir an önce bölgeye gönderilmesini gerektiriyor."
"Bu seçim kampanyasında bir çok yanlış yapıldı. Ancak en azından Amerika’yı Bush döneminde yaşadığı bölünmüşlükten kurtarmak için hala bir şans var. Ülkeyi birleştirme iddiasındaki bütün adaylar ve partiler öncelikli olarak kendi içinde birlik sağlamalıdır. Zaten demokrasinin de böyle işlediği varsayılır."
Washington Post ise Cumhuriyetçi Parti’de Senatör John McCain’in arayı açtığını ancak Demokrat Parti’de Hillary Clinton ile Barack Obama arasındaki yarışın hala başa baş gittiğini yazıyor. Gazete, alınan sonuçların, bir an önce önseçim yaparak başkan adaylarının belirlenmesinde belirleyici olmak isteyen eyaletlerin bu heveslerini kursaklarında bıraktığını belirtiyor:
"Cumhuriyetçi Parti’de Senatör McCain’in öne çıkması, parti içindeki muhafazakar kesimlerin tepkisine neden oldu. Cumhuriyetçi Parti’nin önde gelen bazı isimleri, McCain’in başkan adayı olmasının partiye büyük zarar vereceğini söyledi. Ancak, McCain’in göç konusundaki ılımlı görüşleri küresel ısınma hakkındaki gerçekçi yaklaşımı ve işkence gibi konularda yaptığı açıklamalar, Cumhuriyetçi Parti’yi çok daha büyük bir yenilgiden kurtarabilir. Demokrat Parti’de ise yarış, ancak bütün delegeler netleştikten sonra çözülebilecek bir bulmacayı andırıyor. California’daki önseçimi kazanan Hillary Clinton, biraz daha avantajlı görünüyor."
Boston Globe, Sırbistan’da Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesini savunan Tomislav Nikoliç’e karşı, Batı yanlısı Boris Tadiç’in yeniden devlet başkanlığına seçilmesini önemli bir fırsat olarak görüyor. Ancak gazete, bu fırsatın değerlendirilmesi için Avrupa Birliği’ne büyük görevler düştüğünü vurguluyor:
"Avrupa Birliği üyesi 27 ülke, birbiriyle bağlantılı iki önemli konuda çok dikkatli hareket etmelidir; Kosova’nın Sırbistan’dan bağımsız bir devlet kurma niyeti ve Sırbistan’ın Avrupa Birliği’ne üye olma konusundaki kararsızlığı... Eğer birlik, Kosova’nın Sırbistan’dan barışçıl bir biçimde ayrılmasını sağlayamazsa ve Sırbistan’ın üyeliği konusunda gerekli adımları atmazsa Balkanlar’da etnik ve milliyetçi çatışmalarla karşı karşıya kalabilir. Eğer Sırbistan ve Kosova da Avrupa Birliği’ne girmek istiyorsa, barış ve istikrar adına ulusal egemenliklerinden biraz fedakarlık etmelidirler."
Christian Science Monitor, Çad’daki darbe girişiminin yüz binlerce göçmenin hayatını da riske attığını belirtiyor. Gazete, yaşanan bu kriz karşısında iktidar kavgasının değil, insani kaygıların ön plana çıkması gerektiğini vurguluyor:
"Çad’da, Sudan yanlısı bir hükümet kurulması ve Avrupa Birliği’nin bir koruma sağlayamaz duruma gelmesi, Darfur’dan bu ülkeye kaçan mültecileri tamamen düşmanlarının ve haydutların insafına terk etmek anlamına gelecektir. İsyancılar, Birleşmiş Milletlerin gösterdiği tepkiden ve Fransa’nın güç kullanma tehdidinden korkmuş görünüyor. Çad ve Darfur’daki şiddet eylemlerini yakından izleyen Fransa ve diğer ülkeler, insani kaygıları en büyük öncelik haline getirmelidir. Bu da söz verdikleri Eufor gücünün bir an önce bölgeye gönderilmesini gerektiriyor."