Erişilebilirlik

'Türkiye Kısmen Özgür'


Demokratik gelişmeleri izleyen Özgürlük Evi (Freedom House) adlı düşünce kuruluşu, dünyanın büyük bölümünde siyasi özgürlüklerin gerilemekte olduğunu açıkladı. Merkezi New York’ta bulunan örgüt, artık dünya nüfusunun yarıdan çoğunun özgür sayılabilecek ülkelerde yaşadığını belirtti.

Özgürlük Evi 30 yıldır, 193 ülkede siyasi özgürlükler ve kişi haklarının gelişmesini yakından izliyor. Kuruluşun araştırma bölüm başkanı Arch Puddington 2007’nin, özgürlükler açısından bir gerileme yılı olduğunu belirtti ve şöyle dedi: "Son iki yılın kayıtlarına baktığımızda, son 15 yıl içinde ilk kez, üst üste iki yılda özgürlüklerin gerilediğini görüyoruz."

Puddington bir başka kaygı verici gelişmeye daha dikkati çekiyor: "Ayrıca demokrasiye karşı direniş de görülüyor. Bunu da sadece enerji zengini Rusya, Kazakistan, Azerbaycan, Venezüella değil Çin gibi halktan gelecek demokrasi hareketlerinden korkan rejimlerde görüyoruz. Bu ülkeler rejim aleyhtarlarının hapsedilmesinden, vergi polisini insanların üzerine salmaya, sivil toplum kuruluşlarına sınırlayıcı yeni düzenlemeler getirmeye kadar, bir çok yönteme baş vuruyor.

Özgürlük Evi 90 ülkeyi "özgür," 60 ülkeyi "kısmen özgür," 43 ülkeyi de "özgür değil," şeklinde sınıflandırıyor. Freedom House’un yayınladığı Dünya Özgürlük Raporunda, siyasi ve medeni haklar alanında, Türkiye, “kısmen özgür” olarak sınıflandırılırken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, “özgür” olarak tanımlandı.

Türkiye'ye Tavsiyeler

Raporda, Türkiye’de 22 Temmuz seçimlerinin serbest ve adil olarak yapıldığı ancak siyasi çoğulculuğun sağlanması ve seçmen oylarının tam olarak siyasete yansıması için yüzde 10'luk seçim barajının düşürülmesi gerektiği belirtiliyor. Raporda, siyasi parti kapatma yoluna sadece şiddeti tahrik eden politikalar izleyen partilere karşı başvurulması, basın yoluyla işlenen suçların hapisle cezalandırılmasına son verilmesi ve Türk Ceza Yasası'nın 301'nci maddesinin iptal edilmesi, Radyo-Televizyon Üst Kurulu RTÜK'ün yetkilerinin sınırlandırılması, RTÜK'de sivil toplum temsilcilerine de yer verilmesi, güvenlik güçlerinin insan haklarına saygılı davranmasının sağlanması, ihlal iddialarının gerektiği gibi soruşturulması, toplum içinde her türlü dini, etnik ve kültürel grubun eşit muamele görmesi, özellikle Güneydoğu'da kız çocukları ve kadınların eğitim düzeyinin yükseltilmesi, dokunulmazlıkların kaldırılması, yargı sistemi üzerinde yürütmenin etkili olmasının önlenmesi, köy korucuları sistemine son verilmesi, Güneydoğu'da yerlerinden olan kişilerin geri dönmelerinin sağlanması, ordunun sivil yaşama müdahelesinin engellenmesi, yolsuzluklarla mücadele için özel bir birim oluşturulması şeklindeki tavsiyeler yeralıyor.


Özgürlük Evi’nin yöneticilerinden Christopher Walker eski Sovyetler Birliği’nin yerine kurulan ülkeleri yakından izliyor. Walker şöyle diyor: "Eski Sovyet Bloğu ülkeleri, araştırmada incelediğimiz tüm bölgeler arasında özgürlüklerin en çok sınırlandığı grup olarak karşımıza çıkıyor. Buralardaki otokratik rejimler daha da katılaşıyor."

Walker Rusya’da parlamento seçimlerinin adil olmayan koşullarda yapıldığını. Gürcistan’da polisin göstericileri şiddet kullanarak bastırdığını ve sıkı yönetim ilan edildiğini belirtti. Bu yetkili ayrıca, bölgedeki bir çok ülkede basının sistemli bir şekilde baskı altında tutulduğunu da kaydetti.

Özgürlük Evi’nin Güney Asya yetkilisi de, birçok olumsuz eğilime rağmen, başta Pakistan olmak üzere bölge ülkelerinde canlı bir muhalefetin doğmuş olmasını umut verici bir belirti olarak görüyor: "Geçen yıl özellikle Pakistan’ın durumu çok çarpıcı idi. Bu ülkede avukatlar, gazeteciler, insan hakları eylemcileri ve öğrenciler Pervez Müşerref’in iktidarı elinde tutma çabalarına karşı sürekli bir protesto kampanyası yürüttü."

Özgürlük Evi yetkilisi Karin Karlekar, Amerika’nın, dünyanın her yerinde rejim aleyhtarı ve özgürlüklerin savunucusu grupları desteklemesi gerektiğini de kaydetti.

XS
SM
MD
LG