Washington Post, Başkan Bush’un Ortadoğu temasları öncesinde bölgenin genel bir tablosunu çiziyor. Gazete, Arap ülkelerinin İran’ı dışlamasını ve İsrail-Filistin anlaşmazlığına çözüm bulunmasını amaçlayan Amerika’nın Ortadoğu politikasının çökme riskiyle karşı karşıya olduğunu yazıyor:
“Bush, Washington’dan ayrılmadan önce yaptığı açıklamada, Ortadoğu ziyareti sırasında Arap-İsrail görüşmelerinde ilerleme sağlanması ve İran’a karşı oluşturulacak ittifakın desteklenmesi konularının öne çıkacağını söyledi. Oysa, Bush Ortadoğu’da daha önce izlediği Irak’ta istikrarın sağlanması ve bölgedeki demokratik reformların desteklenmesi politikasına geri dönmelidir. Önceliğin İran’a ve İsrail-Filistin barışına verilmesi, ilgi ve enerjinin bu konularda yoğunlaşmasını engelledi. Bush’un iktidardaki son yılında Irak’ta istikrarın sağlanması Ortadoğu’daki en öncelikli konu olmalıdır.”
Amerikan savaş gemileriyle İran hücumbotları arasında Hürmüz Boğazı’nda yaşanan gerginlik, Amerikan gazetelerinde öne çıkan bir başka konu. New York Times, İran’ın ateşle oynadığını belirtiyor ancak Bush yönetiminin Tahran’ı muhatap almama politikasını da eleştiriyor:
“İran, muhtemel provokasyonların riskleri konusunda net bir mesaj almalıdır. El Kaide’nin 2000 yılında Amerikan donanmasına ait USS Cole gemisine düzenlediği saldırı, Amerikan güçlerinin kendilerini savunmak için tetikte olması gerektiğini gösteriyor. İran’ın veya bir başka gücün Amerika’yı kızdırmak amacıyla gerçekleştireceği bir sahte saldırı, beklenmedik sonuçlara yol açabilir. Yönetim, bu olayı İran’la resmi görüşmelere başlamak için bir basamak olarak kullanmalıdır.”
Boston Globe da petrol nakliyatı büyük önem taşıyan Hürmüz Boğazı’nda felaketin eşiğinden dönüldüğü görüşüne yer veriyor. Yapılan yorumda benzer olayların tekrarını önleyecek bir mekanizma kurulmasının gerekliliği vurgulanıyor:
“İran’la Amerika arasında gerginliğin artması, siyasi açıdan İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad’ın işine yarıyor. Gerginliğin azalmasıyla birlikte Ahmedinecad’ın ekonomideki başarısızlıkları sert eleştirilere uğruyor. Bush, dini lider Hamaney’e Amerika’nın Basra Körfezi’nde ve Hürmüz Boğazı’nda askeri gemilerin seyri konusunda Tahran’la bir anlaşmaya varmak istediğini belirtmelidir. Bugün dünyanın en son ihtiyaç duyduğu şey, Amerika ile İran arasında önlenebileceği halde Körfez’de bir askeri çatışma yaşanmasıdır.”
USA Today, New Hamsphire’deki önseçim sonuçlarını, başkanlık yarışının son ana kadar süreceğinin bir göstergesi olarak değerlendiriyor. Gazete, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi partide hiç bir adayın henüz zaferden söz edebilecek durumda olmadığını vurguluyor:
“Her iki partide de yarış bütün hızıyla sürerken, Salı gecesinin galibi Amerika’nın diğer bölgelerindeki seçmenler oldu. Amerika’nın genelini temsil etmekten uzak iki küçük eyaletin, diğer 48 eyalete rağmen, belirleyici olması beklenen bir önseçim süreci açısından bu olumlu bir şeydir. Böylece, adayların savundukları politikaları daha iyi inceleme imkanı doğdu. Gecenin kaybedenleri ise, Obama’yı galip ilan eden anket sonuçları ve çok bilmişler oldu. Bütün oylar sayılmadıkça, oyunun bitmiş kabul edilemeyeceği gerçeği bir kez daha kanıtlandı.”
“Bush, Washington’dan ayrılmadan önce yaptığı açıklamada, Ortadoğu ziyareti sırasında Arap-İsrail görüşmelerinde ilerleme sağlanması ve İran’a karşı oluşturulacak ittifakın desteklenmesi konularının öne çıkacağını söyledi. Oysa, Bush Ortadoğu’da daha önce izlediği Irak’ta istikrarın sağlanması ve bölgedeki demokratik reformların desteklenmesi politikasına geri dönmelidir. Önceliğin İran’a ve İsrail-Filistin barışına verilmesi, ilgi ve enerjinin bu konularda yoğunlaşmasını engelledi. Bush’un iktidardaki son yılında Irak’ta istikrarın sağlanması Ortadoğu’daki en öncelikli konu olmalıdır.”
Amerikan savaş gemileriyle İran hücumbotları arasında Hürmüz Boğazı’nda yaşanan gerginlik, Amerikan gazetelerinde öne çıkan bir başka konu. New York Times, İran’ın ateşle oynadığını belirtiyor ancak Bush yönetiminin Tahran’ı muhatap almama politikasını da eleştiriyor:
“İran, muhtemel provokasyonların riskleri konusunda net bir mesaj almalıdır. El Kaide’nin 2000 yılında Amerikan donanmasına ait USS Cole gemisine düzenlediği saldırı, Amerikan güçlerinin kendilerini savunmak için tetikte olması gerektiğini gösteriyor. İran’ın veya bir başka gücün Amerika’yı kızdırmak amacıyla gerçekleştireceği bir sahte saldırı, beklenmedik sonuçlara yol açabilir. Yönetim, bu olayı İran’la resmi görüşmelere başlamak için bir basamak olarak kullanmalıdır.”
Boston Globe da petrol nakliyatı büyük önem taşıyan Hürmüz Boğazı’nda felaketin eşiğinden dönüldüğü görüşüne yer veriyor. Yapılan yorumda benzer olayların tekrarını önleyecek bir mekanizma kurulmasının gerekliliği vurgulanıyor:
“İran’la Amerika arasında gerginliğin artması, siyasi açıdan İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad’ın işine yarıyor. Gerginliğin azalmasıyla birlikte Ahmedinecad’ın ekonomideki başarısızlıkları sert eleştirilere uğruyor. Bush, dini lider Hamaney’e Amerika’nın Basra Körfezi’nde ve Hürmüz Boğazı’nda askeri gemilerin seyri konusunda Tahran’la bir anlaşmaya varmak istediğini belirtmelidir. Bugün dünyanın en son ihtiyaç duyduğu şey, Amerika ile İran arasında önlenebileceği halde Körfez’de bir askeri çatışma yaşanmasıdır.”
USA Today, New Hamsphire’deki önseçim sonuçlarını, başkanlık yarışının son ana kadar süreceğinin bir göstergesi olarak değerlendiriyor. Gazete, hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi partide hiç bir adayın henüz zaferden söz edebilecek durumda olmadığını vurguluyor:
“Her iki partide de yarış bütün hızıyla sürerken, Salı gecesinin galibi Amerika’nın diğer bölgelerindeki seçmenler oldu. Amerika’nın genelini temsil etmekten uzak iki küçük eyaletin, diğer 48 eyalete rağmen, belirleyici olması beklenen bir önseçim süreci açısından bu olumlu bir şeydir. Böylece, adayların savundukları politikaları daha iyi inceleme imkanı doğdu. Gecenin kaybedenleri ise, Obama’yı galip ilan eden anket sonuçları ve çok bilmişler oldu. Bütün oylar sayılmadıkça, oyunun bitmiş kabul edilemeyeceği gerçeği bir kez daha kanıtlandı.”