Erişilebilirlik

Rusya Petrolü Silah Olarak mı Kullanıyor?


Petrole zam gelmesiyle gelirini büyük ölçüde katlayan Rusya’nın son iki yılda petrolü silah olarak kullanmaya çalıştığı görüşü yaygınlaşıyor. Gerek uzmanlar, gerekse yetkililer, Batı’nın Rusya’ya nasıl tavır alması gerektiğini sorguluyor. Bazıları Rusya’ya bir ‘ortak’ muamelesi yapıp sabırlı bir yaklaşım izlenmesini, bazıları da Moskova’ya doğrudan karşı çıkılmasını istiyor.

Drujba, ya da “Dostluk” adı verilen boru hattı, Rusya’yı ekonomik olarak eski Sovyet cumhuriyetlerine bağlıyor. Almanya da, bu boru hattı üzerinden petrol ihtiyacının yüzde 20’sini karşılıyor. Verbundnetz Gaz şirketinden Ralf Borschinsky, Rusya’nın iyi ve güvenilir bir iş ortağı olduğunu savunuyor:

“Devletler bölündü. Siyasi sistemler değişti, ama imzaladığımız sözleşmeler aynı. Doğal gaz akışı hiçbir zaman kesilmedi.”

Ukrayna ve Beyaz Rusya’ya sorarsanız hiç de öyle değil. İki ülkeyle fiyat anlaşmazlığına düşen Rusya, bu ülkelere 1996 yılının başından beri en az bir kez doğal gaz sevkini kesti. Moskova Enerji Politikaları Enstitüsü Başkanı Vladimir Milov, Rusya’nın eski Sovyet cumhuriyetlerini petrol ve doğal gazla cezalandırdığını düşünüyor:

“Rusya’nın muhalif görüşlü eski cumhuriyetlerini, petrolü silah olarak kullanarak etkisi altında tutmaya çalışması, çok aşağılık bir yöntem. İşe yarayacağını sanmam.”

Uzmanlar Rusya’nın ekonomik gücünün artmasına bağlı olarak bu ülkenin, demokrasiden geri adım atmasından kaygı duyuyor. Washington’daki Güvenlik Politikaları Merkezi’nden Alex Alexiev, Amerika ve Avrupa’nın, Rusya’nın ekonomisiyle sergilediği saldırgan tutuma karşı durması gerektiğini savunuyor:

“İş ilişkisi karşılıklı olmalı. Rusya, Batılı şirketlerin kendi topraklarında özel teşebbüs olarak çalışmasını gittikçe kısıtlıyor, ama Batı piyasalarında serbestçe rekabet imkanı elde etmeye çalışıyor. Rusların böyle davranmasına izin verilmemeli.”

Alman Dış İlişkiler Konseyi Direktörü Alexander Rahr, Avrupa’nın, petrol ve doğal gazda Rusya’ya alternatif olarak zengin Hazar yataklarına göz diktiğini söylüyor:

“Eğer Avrupa’nın çıkarları ve Avrupa’nın enerji güvenliğinden sözediyorsak, pazar çeşitlendirmesine gitmemiz gerekiyor.”

Ancak Alexander Rahr, Batı’nın, Rusya’yla arasındaki güvensizliği azaltıp, bu ülkedeki demokratik reformları teşvik etmesi gerektiğini savunuyor:

“Uzun vadede Rusya’ya düşman değil, dost olarak bakmalıyız. Rusya’nın bize ihtiyacı, bizim onlara ihtiyacımızdan daha fazla. Rusya, ilerde düşman ülke haline gelecek Çin’i kıskaca almamız için önemli. Terörle mücadele için bizimle işbirliği yapmak zorundalar. Petrol ve doğal gazlarını pazarlamak için bize ihtiyaçları var.”

Moskova Enerji Politikaları Enstitüsü Başkanı Vladimir Milov da, Rusya’nın hala küresel enerji şirketlerine bağımlı olduğunu kabul ediyor:

“Bizim piyasalarımıza ihtiyaçları var, o yüzden onları ağır biçimde vergilendirmemiz lazım. Ama doğrudan onları karşımıza almaya gerek yok.”

Uzmanlar son zamanlarda, Batı’nın Rusya’yla ilişkilerinin, daha düşmanca bir tavır almaya başladığına dikkati çekiyor.

XS
SM
MD
LG