Erişilebilirlik

Seçimlerde Adayların Para Kaynakları


Amerika 2008 Kasım’ındaki başkanlık seçimlerine bütün hızıyla hazırlanıyor. Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti başkan aday adaylarının o tarihe kadar alacakları kampanya yardımlarının toplamının 1 milyar Dolar’ı geçeceği tahmin ediliyor.

Washington’daki Pennsylvania Caddesi’nde bulunan 1600 numaralı konut, Amerika’nın en pahalı evi olan Beyaz Saray... Demokrat ve Cumhuriyetçi Partiler, adaylarını dört yıl için Beyaz Saray’a seçtirebilmek amacıyla başkanlık seçim kampanyasında milyarlarca Dolar yardım toplamaya çalışıyor.

Her başkanlık seçiminde bu rakam gittikçe daha da yükseliyor. 1992 yılında Demokrat ve Cumhuriyetçi Parti’nin topladığı kampanya yardımları 135 milyon Dolar’ken, bu miktar 2004 yılında 671 milyon Dolar’a çıktı.

Heritage Vakfı adlı düşünce kuruluşu uzmanlarından Brian Darling, partilerin neden bu kadar büyük kampanya yardımına ihtiyaç duyduğunu şöyle açıklıyor: “Radyo ve televizyonda yayınlanan reklamlar milyonlarca Dolar’a maloluyor. Sonra adayların ülkenin her yerine seyahat etmesi gerek. Adayların neredeyse hergün seyahat ettiğini düşünürsek, bunun maliyeti çok yüksek. Ayrıca dev kampanya etkinlikleri de düzenlemek zorundalar.”

1970’li yılların başlarında Kongre, Federal Seçim Komisyonu’nu hayata geçiren yasayı onayladı. Sözcü Bob Biersack komisyonun rolünü şöyle özetliyor: “Başkanlık seçimine girmek istiyorsanız, kampanya yardımlarını nasıl topladığınızdan, bu yardımları nasıl harcadığınız ve nasıl kullandığınıza kadar bir dizi yasal sınırlamaya uymanız gerekiyor.”

Amerikan yasaları, bireylerin başkan adaylarına en fazla 2300 Dolar, kurumların da en fazla 5000 Dolar kampanya yardımı yapmasına izin veriyor.

Federal Seçim Komisyonu, başkan adaylarından üç ayda bir kampanya yardımları ve harcamalarıyla ilgili bir rapor sunmasını şart koşuyor. Kamuya açık bu kayıtlar, İnternet’ten de görülebiliyor.

Washington’da, vatandaş haklarını savunan bir örgütün üyesi olan Laura MacCleeery, 1970’lerde geleneksel kampanya yardımı toplama uygulamasına bir alternatif sunması için kamuoyunun Kongre’ye nasıl baskı yaptığını anlatıyor: "Sonuçta Kongre, başkan adaylarının devletten de kampanya yardımı almasını düzenleyen bir sistem oluşturdu.”

Ancak 2000 ve 2004 yılındaki seçimlerde partiler kampanyaları için devlet ödeneği almaktan vazgeçti, bu şekilde harcamalarını sınırlamaktan kurtuldu. Önümüzdeki seçimlerde de aynı uygulamaya gidilmesi bekleniyor.

Laura MacCleery gibi bazı Amerikalılar, başkan adaylarına kampanya yardımının tamamen kesilmesi gerektiği görüşünde: “Amacımız seçimlerin tamamen devlet ödeneğiyle düzenlenmesi. Şimdi bunun için çalışıyoruz.”

Karşı görüştekilere göre adaylara kampanya yardımı yapılması, Amerikan Anayasası’nın ifade özgürlüğünü savunan düzenlemesi tarafından güvence altına alınmış durumda ve değiştirilmesi mümkün değil.

XS
SM
MD
LG