Erişilebilirlik

24 Eylül Amerikan Basınından Özetler


USA Today İran cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad’ın Columbia Üniversitesi’nde konuşma yapmasına karşı çıkanları eleştiriyor ve Amerika’nın ifade özgürlüğüne saygısını göstermek için Ahmedinecad’ın konuşmasına izin verilmesi gerektiğini savunuyor. Gazete, geçmişte de Birleşmiş Milletler Genel Kurullarında bir çok diktatörün kendi görüşlerini rahatça ifade ettiğini hatırlatıyor:

"Sovyet lideri Kruşçev, 1960’da ayakkabısını kürsüye vurmuştu. 1975’te Uganda devlet başkanı İdi Amin, Amerika’ya içindeki Siyonistlerden kurtulma çağrısında bulunmuştu. Daha geçen yıl Venezuela devlet başkanı Hugo Chavez, başkan Bush’a “şeytan” demişti. Bütün bu diktatörlerin konuşmasına izin vermek, onları, dünya kamuoyu gözünde aptal durumuna düşürüyor. Ayrıca, böyle bir yaklaşım, Amerikalı yetkililerin de İran gibi kapalı toplumlarda konuşma talebini daha da güçlendirecektir"

Christian Science Monitor Fransa’da Nicholas Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığına gelmesiyle birlikte Amerika ile Fransa arasındaki ilişkilerde yeni bir sayfa açılabileceğini yazıyor. Paris’in yıllarca Washington’u kendine rakip olarak gördüğünü kaydeden gazete, Sarkozy’nin Amerika’yla işbirliğini öne çıkarttığını vurguluyor:

"Bu yaklaşım sadece Amerika ile Fransa ilişkileri açısından değil, Amerika’nın bütün Avrupa’yla ilişkileri açısından da büyük önem taşıyor. Ancak bir Amerikan başkanı, eğer Sarkozy ile kol kola yürüyebileceğini düşünüyorsa, bazı noktaları da aklında tutmalıdır. Öncelikli olarak iki ülkenin izlediği siyasi çizgilerdeki farklılıklar, devam etmektedir. İkinci olarak Sarkozy, Amerikan dostu olsa da ülkesini aynı konuma getiremeyebilir."

Los Angeles Times Irak politikası konusunda üstünlüğü Başkan Bush’a kaptıran Kongrenin, gidişatı etkileyecek adımlar atması gerektiğini belirtiyor. Gazete, yasama organından, yürütme üzerinde kısıtlayıcı bazı girişimlerde bulunmasını istiyor:

"Kongre, Irak’tan çekilmenin mümkün olan en az zararla gerçekleşmesi yönündeki çabalarından vazgeçmemelidir. Bu konuda gereken önerilerde bulunmalı, hatta, Başkan Bush’un pek de akıllıca olmayan politikalarını engellemek için harekete geçmelidir. Kongre, açık bir güç gösterisine girmediği sürece, Bush’un pazarlığa veya uzlaşmaya hiç niyeti yok."

New York Times en fazla çevre kirliliği yaratan ülkenin Çin olduğunu belirtiyor ve bu ülkenin sera etkisi yapan gaz emisyonlarında Amerika’yı bile geçtiğini vurguluyor. Yapılan yorumda, gereken önlemleri alması için Pekin’e baskı yapılması isteniyor:

"Pekin, ihracattan kazandığı paranın yüz milyarlarca dolarlık kısmını toplumsal projelere ve çevrenin korunmasına harcayarak ilk adımı atabilir. Yabancı firmalar, Çin’deki üreticilerden, çevrenin korunması konusunda hassas davranmalarını isteyebilirler. Batılı ülkeler, çevre kirliliğinin hem ekonomik büyümeyi, hem de toplumsal istikrarı ne kadar tehdit ettiği konusunda Çin hükümetini uyarabilir. Ancak Amerika’nın bu konuda atabileceği en önemli adım, öncelikli olarak çevrenin korunması konusunda kendi eksiklerini gidermek olacaktır."

XS
SM
MD
LG