Washington Post, Japonya’da Başbakan Shinzo Abe’nin istifasıyla birlikte bu ülkenin Afganistan’dan çekilme ihtimalinin de gündeme geldiğine dikkat çekiyor. Gazete, muhalefetteki Demokratik Japonya Partisi lideri Ichiro Ozawa’nın, Japon donanmasını müttefiklere yardım için Hint Okyanusu’nda görev yapmasına karşı olduğunu hatırlatıyor:
"Artık Abe görevden ayrıldığına göre, Ozawa’nın ve partisinin bu konudaki tavrını da gözden geçirmesinde fayda var. Japonya’nın Hint Okyanusundaki varlığı önemsiz sayılamaz. 2001 yılında Japonya, Güney Batı Asya’nın yardımına koştuğunda dönemin başbakanı Koizumi, ülkesinin uluslararası güvenlik alanında sorumluluk üstlenmesini istiyordu. Bu, hala doğru bir politikadır. İç politikada kısa vadeli bazı kazançlar sağlamak amacıyla bu politikadan vazgeçmek, hem Amerika’ya hem de Japonya’nın güvenilirliğine ciddi bir darbe vuracaktır."
"Putin renksiz ve baskıcı bir sistem kurdu. Bu sistemi sürekli kılmak, ne Rusya ne de dünya açısından sağlıklı bir yol. Bu sistem yüzünden, Rusya yolsuzluk, demografik çöküş ve gangsterlere özgü bir siyasi kültürle karşı karşıya kaldı. Bütün bu hastalıkların tedavisi şeffaf ve hesap veren demokratik bir yönetimdir. Rusya’nın yeni bir prestroika ihtiyacını kavrayan yeni bir Gorbaçov’a ihtiyacı var."
Christian Science Monitor, Usame bin Ladin’in son kasedini değerlendiren bir makaleye yer veriyor. Profesör Fawaz Gerges tarafından kaleme alınan makalede, El Kaide liderinin kapitalizm ve liberal demokrasiye Marksist terimlerle karşı çıktığına dikkat çekiliyor:
"Bin Ladin eskiden çelişkilerin temeli olarak dinlerin ve kültürlerin çatışmasını öne sürerken, şimdi yoksulluk ve mağduriyetten bahsediyor. Irak ve Afganistan’daki trajedilerden, Afrika’daki yoksulluktan küresel kapitalist sistemi suçluyor. Bin Ladin, bilerek ya da bilmeyerek yeni bir ideolojik alana giriyor. Cihat vaazı ile Marksist ütopya arasındaki ayrımı belirsiz hale getiriyor."
New York Times, Adalet Bakanlığı görevinden istifa eden Alberto Gonzales yerine siyasi çatışmalardan uzak duracak bir ismin bu göreve atanmasını istiyor. Gazete, Adalet Bakanlığı için ismi geçenlerin hiç birinin tarafsız ve partiler üstü olmadığını belirtiyor:
Gonzales’in yerine geçecek kişi, bakanlığa kaliteli yöneticiler getirmeli, politize olmuş kadroları temizlemeli ve bakanlığın kendisiyle ilgili iddiaları sonuna kadar araştırmalıdır. Ancak maalesef Bush bütün bunları yapacak birini bakan olarak atamayı düşünmediği izlenimi veriyor. Yönetim tam bir çıkmaz içinde. Eğer siyasi olarak kendinden yana olan birisini Adalet Bakanı yapmazsa, yeni bakanın Beyaz Saray’a kadar uzanan yolsuzlukları araştırma ihtimaliyle karşı karşıya kalacak.
