Erişilebilirlik

Almanya'da Aşırı Sağın Yeniden Yükselişi


Almanya’daki aşırı sağcı şiddet olaylarının sonu gelmiyor. Geçen hafta sekiz Hintli ve bir Türk’e yönelik saldırılardan sonra Cumartesi akşamı da Mecklenburg eyaletinde bir sokak şenliğinin ardından bir Pakistanlı’nın Neo-Naziler tarafından dövüldüğü ve yaralandığı haber veriliyor. Bu arada Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Franco Frattini'den Alman Neo-Nazi Partisi NPD'nin yasaklanması çağrısı geldi. Frattini "NPD yasaklanırsa çok memnun kalırım. Neo-Naziler kanser gibi demokratik ülkelere tehdit." dedi.

Almanya’da yabancılara yönelik şiddet olayları, iki Almanya’nın 1990’da birleşmesi sonrasında ortaya çıkan ve bugüne kadar durulmayan bir fenomen. Nitekim 1992 yılı, Almanya’da yaşayan göçmenler için korku dolu gün ve gecelerin başlangıcı oldu. Önce Rostock kentinde yüzlerce kişi taşlarla, molotof kokteylleriyle, bir mülteci yurduna saldırmışlar ve binayı ateşe vermişlerdi. Aynı yılın Kasım ayında ise, Brandenburg’daki bir mülteci yurdu ateşe verilmişti. Bundan sonrası da çorap söküğü gibi geldi. Tam sekiz Türk vatandaşının hayatlarını kaybettikleri Mölln ve Solingen olayları hale hafızalarda. Her iki kentte de aşırı sağcılar Türklerin oturdukları evleri ateşe verdi. Geçen 15 yılda en az 150 göçmen saldırılarda yaşamını yitirirken, en son geçen hafta sonunda Saksonya eyaletinde Mügeln’de Neo-Nazilerin sekiz Hintliye linç girişimi, çevre halkının da bu kovalamacayı alkışa tutması, Almanya’nın bu bağlamdaki politikalarını eleştirilerin odağı haline getirdi. Son altı ayda kayıtlara geçen aşırı sağcı olay sayısı 5321, bu olaylarda 324 kişi yaralanırken, yakalanan saldırgan sayısı ise sadece 9. Bu durumda başta Yahudi ve Türk cemaatlerinin temsilcileri olmak üzere, sivil toplum kuruluşları federal hükümeti ve yargıyı aşırı sağ şiddetin üzerine kararlılıkla gitmemekle suçluyorlar. Esasında bu yılın başından itibaren hükümet, aşırı sağcılıkla mücadele için 19 milyon Euro’luk bütçe ayırmıştı. Söz konusu para Federal Aile Bakanlığı tarafından belediyelere dağıtılmakta. Ancak birçok belediye başkanı, aşırı sağcılık sorunları olmadığını iddia ederek, maddi yardım talebinde bulunmuyor.

Aşırı sağcılıkla mücadele için başvuran da maddi destek alamıyor. 8 Hintlinin saldırıya uğradığı Mügeln, söz konusu bütçeden yardım talebinde bulunmuş ancak bu talebi reddedilmişti. Sorun özellikle Almanya’nın doğusundaki küçük kent ve kasabalarda yaşanıyor. Endüstrinin çöktüğü ya da terk ettiği bu bölgelerde geleceğe yönelik umutları yok olan gençlere Neo-Nazi örgütleri sahip çıkıyor. Aşırı sağcı ve göçmen düşmanı örgütlere karşı çalışmalar yapan ’Zivilcourage’, yani Medeni Cesaret adlı örgütün sözcüsü Sanem Kleff, hükümetin ve yasaların olaylara ilgisiz ve yetersiz kaldığını savununlardan.

Sanem Kleff, eldeki imkanların daha iyi kullanılarak aşırı sağcı şiddetin azaltılabileceğini belirtiyor.

Bu arada aşırı sağla mücadele konusunda Berlin'deki koalisyon ortaklarından farklı tepkiler geliyor. Sosyal Demokrat Parti SPD, aşırı sağla mücadelede daha fazla kaynak ayrılmasını isterken, Birlik Partileri ise, para yerine sivil angajman talep ediyor. Ülkedeki azınlıkların temsilcileri ise, şiddete karşı somut planlar ve güvenliği sağlayacak adımlar talep ediyor.
XS
SM
MD
LG