Erişilebilirlik

'Yeni Yönetim Türkiye'yle İlişkileri Düzeltir'


Türk-Amerikan ilişkilerini bir Amerikalı ve Türk uzmanla değerlendiriyoruz.

Amerikalı diplomat, eski Büyükelçi ve Amerika'nın eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Dennis Ross, Amerika'nın dünyadaki imajı konusunda yeni yayınlanan "Devlet Yönetim Sanatı ve Dünyada Amerikan İmajını Düzeltme Yolları" adlı kitabı üzerine, Amerika'nın Türkiye'deki imaj sorunu konusunda Evrim Bunn'ın sorularını yanıtladı. Ross, Amerika'nın Türkiye'de imajının bozulmasından sadece Irak savaşının sorumlu olamayacağını, Amerika'nın Türk halkıyla temas kurma konusunda gerekeni yapmadığını söyledi. Eski Büyükelçi, Amerika'da yeni bir yönetimin işbaşına gelmesinin Amerika'nın Türkiye'deki imajı açısından sorunun giderilmesine yardımcı olacağını düşünüyor.

Los Angeles'teki California Türk-Amerikan Dernekleri eski başkanı Ergün Kırlıkovalı da Amerika'daki Türklerin Amerikan siyasetine ne derece katıldıkları, tanıtma çalışmaları hakkında bilgi verdi. Ermeni soykırımı tasarısının Amerikan Kongresi'nden geçme olasılığı konusunda soruları yanıtladı.

Hülya Polat'ın sunduğu yayını yukarıdaki Windows Media bağlantısını tıklayarak izleyebilirsiniz.

Dennis Ross: 'ABD'de Yeni Yönetim Türkiye'yle İlişkileri Düzeltir'

Evrim Bunn'ın Dennis Ross'la yaptığı söyleşinin tam metni:

VOA: Kitabınız dünyada Amerika’nın imajıyla ilgili. Peki Amerika’nın Türkiye’deki imajı konusunda ne diyorsunuz? Türk halkı arasında Amerika’ya verilen destek oranı yüzde 9’a indi. Amerika bu desteği arttırmak için ne yapmalı?

Dennis Ross: Türklerin desteğinin bu kadar düşmüş olması gerçekten çok ilginç. 2000 yılına bakarsanız Türkiye’de Amerika’ya destek oranı yüzde 52 idi. Şimdi yüzde 9. Bunun nedeni sadece Irak savaşı olamaz. Irak’la daha önce de savaştık ama hiç böyle bir düşüş yaşanmamıştı. Bence sorunun bir bölümü bizim Türk halkına yeterince ulaşamamış olmamızdan kaynaklanıyor. 2003 yılını 1990 ve 1991 yıllarıyla karşılaştırdığınızda o zamanki dışişleri bakanının Türkiye’ye 3 ziyaret gerçekleştirdiğini görüyorsunuz. Amerika Başkanı, Türk başbakanı ya da cumhurbaşkanıyla haftada en az 3 kez konuşurdu. Sanırım Türk halkına seslenecek üst düzey yetkililere ihtiyacımız var. İkinci olarak da sanırım Amerika’da farklı bir yönetim işbaşına geldiğinde ilişkilerin düzelmesi daha kolay olacak çünkü Türk halkı Bush yönetimiyle ilgili kararını verdi ve artık bu yönetim ne yaparsa yapsın yüzde 9’luk orandan kurtulmak çok zor. Yeni bir yönetimin farklı bir mesaj gönderebileceğini düşünüyorum. Bence Türk halkının bize verdiği temel destek hala mevcut. Burada sembolik bir değişiklik gerçekleşir ve yeni bir yönetim Türk halkına değişik bir yoldan seslenebilirse yararlı olur.

Ayrıca Kuzey Irak’taki PKK varlığıyla ilgili daha aktif olmamız gerekiyor. Sorunun bir kısmı da Türk halkının Amerika’nın PKK konusunda yeterince aktif davranmadığını ya da en azından Kuzey Iraklı Kürt liderleri PKK’yı durdurmaya ikna edemediğini düşündüğü için oluştu. Amerika bu konuda daha aktif davransaydı bu da Türk halkına olumlu mesaj gönderebilirdi.

VOA: Bu yönetimin yakın gelecekte PKK’ya karşı adım atmasını bekliyor musunuz?

DR: Umarım, ama emin değilim. Türk askerinin Irak sınırında konuşlandırılması Amerika’ya Uyan sinyali göndermesi olarak algılanmalıydı. Ben Türk hükümetinin hareketini Amerika’ya sabrımızın sonuna geldik mesajı vermesi olarak algılamıştım. Dolayısıyla bir şeyler yapılmalıydı. Umuyorum Amerika’dan daha fazla somut adım göreceğiz. Kuzey Irak’taki etkinliğimizi kullanmanın zamanı geldi. PKK’nın ortadan kaldırılması Kuzey Irak yönetiminin de çıkarına uyar. Türkiye’yle iyi ilişkiler kurmak onların yararına olur. Yakında daha da büyük sorunlar çıkacak. Kerkük’te bir referandum olursa ne olur? Bu Türkiye–Amerika ilişkileri için başka bir sorun yaratacak.

VOA: Sizce Aralık ayında Kerkük’te referandum yapılacak mı?

DR: Bence ertelenecek. Çünkü bu referandum yapıldığı takdirde sorunu çözmek yerine daha büyük sorunlara yol açacak.

VOA: Bir diğer konu da Türkiye’nin İran ve Suriye’yle ilişkileri. Türkiye İran’la geçtiğimiz günlerde bir doğal gaz ön anlaşması imzaladı. Sizce bu Türkiye-Amerika ilişkileri açısından ne kadar büyük bir tehdit?

DR: Bütün bunlar İran’ın nükleer programıyla ilgili gelişmelere bağlı. Eğer Türkiye İran’a ekonomik izolasyon uygulanması bu ülkenin nükleer planlarını değiştirmesi için tek çıkar yolken, izolasyonu hafifletiyor gibi görünürse sorun olur. Amerika’dan PKK’yla ilgili adım atmasını beklemek ayrı bir konu ancak Türkiye’nin de Amerika’nın bazı endişeleriyle ilgilenme zorunluluğu var. Türkiye’nin çok dikkatli davranması gerekiyor. Evet, İran, Türkiye’nin komşusu ve Ankara’nın Tahran’a karşı düşmanca tavır takınmasını beklemiyorum.Ancak İran’a ekonomik izolasyon uygulama yönünde genel bir tavır varsa Türkiye bu tavrın tersi bir yaklaşım içinde bulunmamalı.

VOA: AKP‘nin halk desteğini arttırmasıyla birlikte Batı'dan uzaklaşıp doğuyla yakınlaşma içine gireceğini düşünüyor musunuz?

DR: Zannetmiyorum. Ben AKP’yi o şekilde değerlendirmiyorum. Bence Erdoğan’ın seçim sonrası yaptığı konuşma gayet uzlaşmacıydı. Zafer sarhoşluğu içinde bile uzlaşma ve birlik çabası içindeydi. Bence davranışları da aynı tavrı yansıtacak, aksi bir tavır içine girmeyecek.

XS
SM
MD
LG