Boston Globe Kuzey Kore’nin Yongbyon’daki ana nükleer tesisini kapatmasının, baskı ve tehditle değil diyalogla sağlandığını vurguluyor ve Bush yönetimindeki sertlik yanlılarını eleştiriyor. Kuzey Kore’nin nükleer programına tamamen son vermesi için görüşmelerin süreceğini hatırlatan gazete, geleceğe yönelik iyimser bir tablo çiziyor:
"Kuzey Kore, Amerika’nın teröre destek veren ülkeler listesinden çıkmak istiyor. Ayrıca “Düşmanla Ticaret Yasası” çerçevesinde uygulanan yaptırımların kaldırılmasını istiyor. Bu talepler, Pyongyang için pratik olduğu kadar siyasi açıdan da önem taşıyor. Bu isteklerin yerine gelmesi, Amerika’nın Kuzey Kore’ye yönelik düşmanca tavrından vazgeçmeye başladığı anlamına gelecek. Zaten, Kuzey Kore de, nükleer programına son vermek için bunu öne sürüyor."
USA Today, Amerika’nın 2007 bütçe açığı tahmininin 244 milyar dolardan 205 milyar dolara düşmesinin bir başarı olarak görülemeyeceğini savunuyor. Amerikan ekonomisini önümüzdeki yıllarda zor bir sürecin beklediğini kaydeden gazete, Demokrat Partiyi de akılcı çözümler üretmemekle suçluyor:
"Demokratlar da Cumhuriyetçilerle aynı sorumsuz tavır içinde. Ancak eğer 2008 başkanlık seçimini Demokratlar kazanırsa, ekonomideki kötü gidişin sonuçları, onları da doğrudan etkileyecek. Ve o zaman, Demokratlar Cumhuriyetçilerin desteğine ihtiyaç duyacak. Demokratların şu anda uzatacağı yardım eli, aslında kendileri için faydalı olacaktır. Ancak, bugünlerde her iki parti de, mali konularda akılcı politikalar üretmekten uzak görünüyor."
New York Times ise bütçe açıkları nedeniyle alınan tasarruf önlemlerinin yol açtığı bir tehlikeye dikkat çekiyor. Son dönemde Çin malı ürünlerin tüketiciler için ciddi bir risk oluşturduğunu belirten gazete, Çin’den ithal edilen ürünleri denetleyecek kurumların da bütçe kesintisi nedeniyle işlevini yerine getiremediğini yazıyor:
"Ne yazık ki, Bush yönetiminin son beş yılında Amerikan denetim mekanizmaları kan kaybetti. Tüketim Malları Güvenlik Komisyonu’nun bütçesi sürekli olarak azaltıldı. Gıda ve İlaç Dairesi, istediği kaynakları alamadığı için, ithal edilen ürünlerin çok küçük bir kısmını denetleyebiliyor. Çin’in ihraç mallarıyla ilgili skandalın belki de tek iyi tarafı, Amerika’nın daha iyi ve güçlü bir denetim sistemi kurması gerektiği konusunda, Kongredeki Demokrat çoğunluğu ikna etmek olacaktır."
Christian Science Monitor Burma ve Zimbabve’de diktatörlük yönetimlerinin büyük bir insani felakete yol açtığını yazıyor. Her iki ülkede de insanların açlıkla karşı karşıya olduğunu belirten gazete, uluslararası toplumu göreve çağırıyor:
"Bugünlerde, Çin’in Güvenlik Konseyindeki veto hakkı, Pekin’in iş yaptığı diktatörlere karşı yaptırım uygulamanın önünde bir engel oluşturuyor. Ancak insanlara doğrudan gıda ve insani yardım yapabilmek için bu diktatörlere yönelik uluslararası baskıyı artırmak gerekiyor. Özellikle de komşu ülkelere büyük görev düşüyor. Ancak, sorunun nihai çözümü, demokrasiye dönülmesinden geçiyor. Elbette ki demokrasilerde de benzer ekonomik sorunlar yaşanabilir ancak bu sorunların çözümü demokrasilerde çok kolaydır."