Erişilebilirlik

Almanya AB Başkanlığını Tartışıyor


Almanya, Avrupa Birliği'nin güçlenmesine en büyük destek veren ülkelerin başında geliyor, birliğin motoru olarak tanımlanıyor. 1 Ocak’tan bu yana Avrupa Birliği dönem başkanı olan ve 30 Haziran’da görevi d sona eren Almanya’da bu dönemin ne kadar başarılı geçtiği ve Başbakan Merkel’in hedeflerine ne ölçüde ulaştığı tartışılıyor.

2007 yılının ilk altı ayında Avrupa Birliği dönem başkanlığını yürüten Berlin'de şimdi bilanço çıkarma zamanı. Almanya'nın dönem başkanlığı, Avrupa Birliği'nin müzminleşen sorunlarının çoğaldığı ve birliğin siyasi inandırıcılığı konusunda zorluk yaşadığı bir zamana denk geldi. Rafa kaldırılan Avrupa Anayasası, üye sayısının 27’ye çıkması ile başgösteren idari ve mali problemler, Rusya ile enerji konusunda yaşanan sürtüşmeler ve transatlantik ilişkiler, ve Türkiye’nin AB üyeliği konusu Almanya Başbakanı Merkel’in 1 Ocak’da dönem başkanlığı görevini üstlendiğinde karşılaştığı sorunlardan başlıcalarıydı.

Merkel altı aylık başkanlık dönemi için en önemli hedef olarak AB’nin bir nevi kendisi ile hesaplaşıp, sorunlarını çözmeye çalışacağı sürecin önünü açmasını seçti. Bunun için de en önemli anahtar olarak Avrupa Anayasası’nın yerini alabilecek yeni bir yazılı düzenlemeyi tanımladı. Bu açıdan geçen haftaki AB zirvesinde anayasa yerine 2009’a kadar bir sözleşme yapılması için varılan çözüm, Merkel’in uzlaştırıcı özelliğini kanıtlaması açısından olduğu kadar, AB’nin Anayasa’nın Hollanda ve Fransa’da red edilmesinden sonra iki yıldır içinde bulunduğu krizden çıkış sürecinin başlangıcı olarak da yorumlanıyor. Nitekim Federal Dışişleri Bakanı Steinmeier, Merkel’in AB’yi felç bir durumdan kurtararak, bütünleşme yolculuğuna devamını mümkün kıldığını savunuyor.
Almanya’nın başarılı olduğu diğer konular arasında Merkel’in iklim sorununu gündeme taşıması ve G8 zirvesinde de koordineli bir Avrupa pozisyonunu ortaya koyabilmesi tanımlanıyor.

Türkiye’ye tam üyelik yerine‚ "imtiyazlı ortaklık" verilmesinden yana olan Merkel’in dönem başkanlığında tavrının bu bağlamda nasıl olacağı merak konusuydu. Almanya başkanlık döneminde Türkiye konusunu, Berlin ve Brüksel’deki siyasi gözlemcilere göre, gündeme sadece gerektiğinde ve beklenenin tersine dengeli bir üslupla getirdi ve Türkiye’nin AB üyeliği konusunda tartışma yaratacak sert söylemlerden kaçındı.
Federal Hükümet sözcüsü Thomas Steg, geride kalan altı ayın Türkiye’nin lehine işlediğini savunuyor ve Almanya’nın tavrını destekleyici olarak niteliyor. Steg şöyle konuşuyor: "Türkiye’nin üyeliği konusunda biz AB dönem başkanı olarak yaptığımız çalışmalardan son derece memnunuz. Almanya yeni konularda yeni başlıkların açılması için mücadele verdi. Kaldı ki Almanya’nın bu mücadelesi kesintiye uğramadı. Kısaca özetlemek gerekirse, Almanya son aylarda Türkiye’nin AB üyeliği kapsamında mücadelesini birfiil sürdürdü."

Hükümet sözcüsü Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’le Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier arasındaki ilişkinin önemine vurgu yapıyor ve dönem başkanlığı sonrasında Türkiye’ye olan yaklaşımın değişmeyeceğini savunuyor. Dışişleri Bakanı Steinmeier Türkiye’ye gitti ve oldukça sık meslektaşı Apdullah Gül’le bir araya geldi.

Sözcü Steg, "Biz Almanya olarak Türkiye’nin AB üyeliğini büyük bir ilgiyle destekliyoruz ve desteklemeye devam edeceğiz, ayrıca Türkiye için AB camiasında da ağırlığımızı koymayı sürdüreceğiz." şeklinde konuşuyor. Steg, Almanya’nın Türkiye’nin AB üyeliği konusunda tavrının değişmeyeceğini belirtiyor. Başbakan Merkel’in yakın siyasi çevresinden sızan haberlerde ise Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile Türkiye konusunda hemfikir olan Merkel’in, bundan sonraki dönemde Türkiye’yi engelleme konusunda müttefiki Sarkoyz’e kendini fazla ön plana çıkarmadan destek verme taktiğini planladığını aktarıyorlar.

XS
SM
MD
LG