Erişilebilirlik

'Türkiye Avrasya'da Kilit Konumda'


Kafkasya ve Orta Asya ülkeleri, bağımsızlıklarını kazanmaları üzerinden 15 yılı aşkın zaman geçmesine rağmen güvenlik ve istikrar alanında sorunlar yaşamaya devam ediyor. Bu sorunlar, bölgedeki enerji kaynaklarının dış piyasalara güvenli bir şekilde ulaştırılması konusunda kaygı yaratıyor. Sovyetler Birliği’nden bağımsızlığını kazanan bu ülkeler bu kez Rusya’nın etki alanına girdi. Türkiye ise bu ülkelerin Batı’yla ilişkilerini geliştirmesine yardım etmeye çalışıyor. Geçtiğimiz günlerde Washington’daki Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’ne gelen Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcı vekili Ünal Çeviköz, Türkiye’nin Avrasya politikalarını anlattı.

Büyükelçi Ünal Çeviköz, diplomatik, ekonomik ve askeri açıdan önemli bir bölgesel güç olan Türkiye’nin Avrasya’da kilit konumda bulunduğunu söyledi. Washington’daki Uluslararası ve Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde konuşma yapan Çeviköz, Türkiye’nin Avrasya politikasının dayandığı dört ana temeli şöyle sıraladı: Bir yandan barış, istikrar ve refahın bölgede yaygınlaşmasına yardımcı olurken diğer yandan devletlerin kurumsallaşma sürecinin kalıcı hale getirilmesi için çalışmak, siyasi ve ekonomik reformları desteklemek, Avrasya ülkelerinin uluslararası toplumla bütünleşmesini teşvik etmek, eşitlik, ortak çıkarlar ve karşılıklı egemenlik anlayışı temelinde ikili ilişkileri geliştirmek ve genişletmek... Büyükelçi Çeviköz, Türkiye’nin gerek coğrafi, gerekse tarihi konumunun yanısıra, modern ve ilerici düşünce anlayışıyla da, bölgede bu politikayı yürütmeye çalıştığını söyledi.

Özellikle Güney Kafkasya ülkelerinin durumuna dikkat çeken Ünal Çeviköz, Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan’ın hala bölücü ve mikro-milliyetçi akımların etkisinden kurtulamadığını kaydetti. Çeviköz, bu ülkelerin barış ve istikrara ulaşmanın yanısıra, demokratik reformları geri dönülmez bir aşamaya getirmeleri için özel çaba göstermeleri gerektiğini vurguladı.

Büyükelçi Çeviköz, adı geçen bu Güney Kafkasya ülkelerinin gerekli reformları yerine getirmeleri için yeterli stratejik vizyon, cesaret ve kararlılığa sahip olup olmadığının önemli olduğunun altını çizdi. Çeviköz bunun da bölgedeki sosyal, ekonomik ve siyasi ortamın kapsamlı bir şekilde incelenmesiyle anlaşılabileceğini kaydetti. Büyükelçinin bölgeyle ilgili dikkat çektiği ana noktalar şunlar oldu:

Güney Kafkaslar bölgesi enerji ve ulaşım güzegahlarının birleştiği bir nokta. Aynı zamanda bölge petrol ve doğal gaz kaynakları açısından büyük önem taşıyor. Büyükelçi Çeviköz’e göre Güney Kafkaslar, yalnızca Doğu ve Batı arasında değil, Rusya Federasyonu ve Orta Doğu arasında da bir köprü durumunda.

Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcı vekili Çeviköz, bu önemden dolayı Türkiye’nin enerji güzergahlarını çeşitlendimeden yana olduğunu belirtti. Çeviköz, Hazar Denizi’nden geçirilecek boru hattının, Orta Asya’daki petrol ve doğal gaz kaynakları için alternatif açılımlar yaratacağını, Kafkaslar’daki mevcut boru hattını tamamlayacağını ve ani fiyat artışlarını da önleyeceğini belirtti. En önemlisi, Çeviköz, Hazar Denizi’nden geçirilecek boru hattının, Batı ile Orta Asya ülkeleri arasındaki ilişkileri artıracağını, Rusya’nın bölgedeki mevcut konumuna bir alternatif oluşturacağını kaydetti.

Bununla birlikte Büyükelçi Çeviköz, Türkiye’nin Rusya’yı bölgede bir rakip olarak görmektense, “yapıcı bir ortak” olarak görmeyi tercih ettiğini belirtti:

Ünal Çeviköz, Rusya’yla ilişkilere 19’uncu Yüzyıl siyasetiyle yaklaşmadıklarını, rekabetten kaçındıklarını söyledi. Rusya’nın petrol ve doğal gaz üretiminin yanısıra, bunların dünya piyasalarına ulaştırılmasında bir tekel olmaya çalıştığına dikkat çeken Çeviköz, Orta Asya ülkelerinin tam anlamda bağımsız devlet konunuma gelmesi ve uluslararası piyasalarda eşit muamele görmesi gerektiğini belirtti. Büyükelçi Çeviköz, bundan dolayı bu ülkelerin enerji kaynaklarını dünya piyasalarına ulaştırma yollarını çeşitlendirmeleri gerektiğini savundu.

XS
SM
MD
LG