Erişilebilirlik

13 Haziran Amerikan Basınından Özetler


New York Times Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “içerideki 5 bin terörist bitti mi ki dışarıdaki 500’ü ile uğraşalım” açıklamasını, Irak’a operasyon için silahlı kuvvetlerden gelebilecek bir talebe destek vermeyeceğinin işareti olarak yorumluyor. Sabrina Tavernise imzalı haberde, Erdoğan ile AKP’nin şehit cenazelerinde protesto edildiği de belirtiliyor.

"Erdoğan’ın konuşması haftalardır yapılan sert açıklamaların arasındaki ilk ihtiyatlı yaklaşımdı. Bu konuşma, NATO üyesi Türkiye ile Irak’taki en güvenilir müttefiki Kürtler arasında bir pozisyon belirlemeye çalışan Amerika tarafından da muhtemelen memnuniyetle karşılanacaktır. Orduyu eleştiren bazı gözlemciler, silahlı kuvvetlerin, şimdiye kadar Türkiye açısından tehlikeli gördüğü bir çok seçilmiş hükümeti iktidardan indirdiğini hatırlatıyor ve tam da Türkiye’deki demokrasinin ülke tarihindeki en gelişkin aşamasına ulaştığı bir dönemde Kürt militanlara karşı harekete geçme düşüncesini etkinliğini sürdürme çabasına bağlıyor."

Washington Post temyiz mahkemesinin Guantanamo’da bulunan Ali Salih Kahla el Marri adlı bir zanlının hakkında suçlama olmadan uzun süre tutulamayacağı yönündeki kararını Bush yönetiminin terör zanlılarına yönelik politikasına indirilmiş yeni bir darbe olarak yorumluyor. Gazete bu konuda şu görüşlere yer veriyor:

"Teröre karşı süren savaşın doğasındaki belirsizlik, hakkında ceza davası açılamayan bazı Amerikan vatandaşlarının veya Amerika’da ikamet eden yabancıların, ülkenin güvenliği açısından gözetim altına alınmasını gerektirebilir. Bu çerçevede yeni düzenlemeler yapılabilir. Ancak, yönetimin, sonsuz bir yürütme gücüne sahip olduğu yönündeki tehlikeli anlayışı, Kongre’den bu konuda kendi yetkisini net bir şekilde tanımlayacak bir düzenleme talebinde bulunmasını engelliyor."

USA Today de mahkemenin yönetim tarafından düşman savaşçı olarak tanımlanan tutuklularla ilgili kararını başkanın yetkilerine getirilen bir kısıtlama olarak değerlendiriyor. Yapılan yorumda, tutuklulara yargılanma hakkı tanınması, Amerika’nın temel değerlerine dönüş olarak tanımlanıyor.

"11 Eylül travmasının ardından, Başkan Bush insanları düşman savaşçı ilan etmek ve onları süresiz askeri cezaevlerinde tutmak konusunda sınırsız yetkiye sahip olduğunu düşünerek harekete geçti. Ülkenin yaşadığı şok ortamında bu tavrı ciddi bir direnişle karşılaşmadı. Ancak Pazartesi günü alınan karar, Amerika’yı hukuk kurallarının yönetmesini sağlayan anayasanın yeniden eski saygınlığına kavuşturulması anlamına geliyor. Amerika’nın uzun vadeli güvenlik çıkarları, bu ülkenin temelini oluşturan değerlere bağlı kalınmasından geçiyor."

Los Angeles Times Darfur’daki katliamlar nedeniyle büyük bir baskı altında bulunan Sudan hükümetinin Birleşmiş Milletler barış gücünün sayısının artırılmasına onay vermesini bir oyalama taktiği olarak değerlendiriyor. Gazete, Sudan’ın geçmişte de uluslararası toplumun taleplerini kabul ettiğini ancak uygulamada çeşitli sorunlar çıkarttığını hatırlatıyor.

"Sudan Devlet Başkanı Ömer Beşir, Birleşmiş Milletler’in taleplerini kabul ediyormuş gibi görünerek yaptırım uygulanmasını engellemekte ve daha sonra da kabul ettiği bu taleplerin önüne çeşitli bürokratik engeller çıkartmakta tam bir uzman. Sudan’ın barış gücü konusundaki tavrı da memnuniyet uyandıracak nitelikte. Ancak uluslararası toplum, Birleşmiş Milletler’in mavi beresini giyen binlerce asker Darfur’da görev yapmaya başlayıncaya kadar, baskı yapmayı sürdürmelidir."

XS
SM
MD
LG