Erişilebilirlik

25 Nisan Amerikan Basınından Özetler


New York Times Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığını, İslamcı orta sınıfın yükselişi olarak yorumluyor. Sabrina Tavernise imzalı haberde, AKP’nin İslami bir kökenden gelmesine rağmen, reformlara büyük bir ağırlık verdiği ve ekonomiyi canlandırdığı belirtiliyor.

"AKP her ne kadar kamuoyu önünde siyasetle dini birbirinden ayırdığını söylese de, kendisine yapılan “İslamcı” yakıştırmasından hoşlanmasa da, halk desteğini büyük ölçüde muhafazakar İslamcı kesimlerden alıyor. Geçmişte marjinal olarak tanımlanan bu gelenekçi kesim, şimdi Türkiye’nin canlanmasının itici gücü olan orta sınıf olarak öne çıkıyor. Ülkede refahın artması da, geleneklerine bağlı kesimlerin kamu hayatına giderek daha fazla katılmasını beraberinde getiriyor. Ancak dinin toplumdaki rolü konusundaki belirsizlik, laik kesimlerin rahatsızlık duymasına neden oluyor."

Washington Times ise başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ordudan ve kamuoyundan gelen baskılar nedeniyle, kendisinin aday olmadığını öne sürüyor. Andrew Borowiec imzalı haberde, Abdullah Gül’ün daha ılımlı bir imaj çizdiği belirtiliyor ve şu görüşlere yer veriliyor:

"56 yaşındaki Gül, adaylığının açıklanmasından sonra, cumhurbaşkanının laiklik ilkesine bağlı olması gerektiğini söyledi. Ancak, Gül’ün adaylığının laiklik tartışmalarına son vermesi beklenmiyor. Eşi Hayrünnisa Gül başörtüsü takıyor ve laik kesimler, İslami bir giyim tarzına sahip olan bir kadının laikliğin sembolü olan Cumhurbaşkanlığı köşküne çıkmasına itiraz ediyor. Gül ise, “bu, eşimin bireysel tercihidir, hepimiz buna saygı göstermeliyiz” diye konuştu. Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığı, Kasım ayında yapılacak milletvekili seçimleri öncesinde AKP’nin popülaritesini de artırdı."

Christian Science Monitor Malatya’da bir yayınevinde üç Hristiyanın öldürülmesinin ardından Türkiye’deki misyonerlik çalışmalarını mercek altına alıyor. Yigal Schlefer’ın haberinde, Türkiye’de Hristiyanlığı yaymak isteyenlerin hem İslamcı, hem milliyetçi hem de laik kesimlerin tepkisiyle karşılaştığı belirtiliyor.

"Kilise yetkilileri son yıllarda işlerinin hem daha kolaylaştığını hem de daha zorlaştığını söylüyorlar. Bir yandan Türkiye’nin Avrupa Birliği yolunda gerçekleştirdiği reformlar, misyonerliği yasallaştırıp daha fazla sayıda kilisenin yasal statü kazanmasının önünü açtı. Ancak bir yandan da Hristiyanlara yönelik saldırılar giderek daha da arttı. Hristiyanların yürüttüğü çalışmalar, Türklerin misyonerlere yönelik tarihsel antipatisini de canlandırdı. Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde faaliyetlerini artıran Hristiyanlar, Avrupa ülkelerinin ajanı olarak görülüyordu. Hristiyanlar ise, hükümetin, şiddete karşı daha etkin bir tavır takınmasını istiyor."

USA Today Kerkük’ün statüsü nedeniyle bölgede gerginliğin giderek arttığına dikkat çekiyor. Kürtlerin Kerkük’ü kendi Kudüs’leri olarak gördüğünü belirten gazete, Türkiye’nin ise Kerkük’e özel bir statü verilmesinden yana olduğunu hatırlatıyor.

"Amerika, gerginliğin azalması için Türklere ve Kürtlere baskı uyguluyor. Amerika’nın önceliği ise, Irak’ta daha fazla entegrasyona gidilmesi. Örneğin Kürt birliklerinin Irak ordusuyla birlikte hareket etmesi, Bağdat’ta güvenliğin sağlanmasına katkıda bulunuyor. Iraklı Kürtler ise, bir zamanlar Güneyli Amerikalıların yaşadığı özgürlük duygusunu yaşıyor. Bölgede farklı bayraklar dalgalanıyor ve farklı bir atmosfer içinde yaşanıyor. Ancak hem Kürtler, hem diğer Iraklılar hem de Amerika açısından ayrılmaya değil, birliğe ihtiyaç duyuluyor."

XS
SM
MD
LG