Hıristiyanlık konusunda kitaplar yayınlayan Zirve Yayınevi'nin Malatya irtibat bürosunda yaşanan katliama Amerikan düşünce kuruluşlarından sert tepki geldi. Merkezi New York’ta bulunan düşünce kuruluşu Özgürlük Evi (Freedom House) olayın Amerikan basınına yansımasının ardından bir bildiri yayımlayarak işlenen cinayetleri kınadı.
Kuruluşun Türkiye’yi takip eden analisti Karin Karlekar açıklamalarda bulundu. Saldırıların yayınevinden çok burada çalışan Hıristiyanlara karşı yapıldığını belirten Karlekar dolayısıyla kendilerinin bunu basın özgürlüğünden çok azınlıklara karşı girişilmiş bir saldırı olarak gördüklerini vurguladı. Karlekar, Malatya’da yaşanaların Türkiye’de son birkaç yıldır artan milliyetçilik akımının bir sonucu olduğunu ve Hrant Dink cinayeti gibi olaylara ilintisi olduğuna inandıklarını ifade etti.
Özgürlük Evi analistlerinden Karin Karlekar, kuruluşun bu son olaydan büyük endişe duyduğunu dile getirirken, kendilerinin saldırıyı Türkiye’de demokrasiye ve ifade özgürlüğüne karşı bir tehdit olarak gördüklerini söyledi. Karlekar, Türkiye’deki azınlıkların kendilerini ölümle karşı karşıya gelmeden ifade etmelerinin demokrasinin vazgeçilmez parçası olduğunu belirtti.
Her yıl hazırladıkları raporla dünyada özgürlüklerin gelişmesini takip eden Özgürlük Evi, Türkiye’yi de yakından izliyor. Kuruluş, 2006 Raporu'nda Türkiye’de azınlıkların durumu ve ifade özgürlüğü konusunda kaygılarını dile getirmişti. Karin Karlekar, Malatya’da yaşanan olayın ve Hrant Dink cinayetinin benzer trendin daha da kötüleşmesi olarak görüdüklerini belirtti ve 2007 yılında hazırlacakları raporda bunların yer alacağını da vurguladı. Özgürlük Evi’nin geçen seneki raporunda Türkiye, 24 Batı Avrupa ülkesi arasında, siyasi haklar ve medeni özgürlükler alanında tek “yarı özgür” ülke olarak tanımlanmıştı.
Türkiye’de İslami hareketlerle milliyetçiliğin giderek örtüşmeye başladığını kaydeden Karin Karlekar, azınlıklara yapılan saldırıların her zaman iki boyutu olduğunu belirtti. Bunun olayı daha karmaşık yaptığını söyleyen Karlekar, dini saldırıların Türkiye’de yönetimde ılımlı bir İslamcı partinin olmasından cesaret bulduğunu düşündüklerini ifade etti.
AKP hükümetinin Malatya olayından sonraki tutumuyla ilgili olarak henüz birşey söylemenin erken olduğunu vurgulayan Karin Karlekar, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e karşı gerçekleştirilen saldırından hükümetin tavrını olumlu gördüklerine de sözlerine ekledi. Karlekar, hükümetin konuya ne kadar ciddiyetle yaklaştığının en önemli göstergesinin olayların hemen ardından gelen tutumun olduğunu belirtirken, Dink cinayetine gösterilen hassasiyetinin Malatya’daki olaylara gösterilmesinin de çok kritik olduğunu söyledi.
Kuruluşun Türkiye’yi takip eden analisti Karin Karlekar açıklamalarda bulundu. Saldırıların yayınevinden çok burada çalışan Hıristiyanlara karşı yapıldığını belirten Karlekar dolayısıyla kendilerinin bunu basın özgürlüğünden çok azınlıklara karşı girişilmiş bir saldırı olarak gördüklerini vurguladı. Karlekar, Malatya’da yaşanaların Türkiye’de son birkaç yıldır artan milliyetçilik akımının bir sonucu olduğunu ve Hrant Dink cinayeti gibi olaylara ilintisi olduğuna inandıklarını ifade etti.
Özgürlük Evi analistlerinden Karin Karlekar, kuruluşun bu son olaydan büyük endişe duyduğunu dile getirirken, kendilerinin saldırıyı Türkiye’de demokrasiye ve ifade özgürlüğüne karşı bir tehdit olarak gördüklerini söyledi. Karlekar, Türkiye’deki azınlıkların kendilerini ölümle karşı karşıya gelmeden ifade etmelerinin demokrasinin vazgeçilmez parçası olduğunu belirtti.
Her yıl hazırladıkları raporla dünyada özgürlüklerin gelişmesini takip eden Özgürlük Evi, Türkiye’yi de yakından izliyor. Kuruluş, 2006 Raporu'nda Türkiye’de azınlıkların durumu ve ifade özgürlüğü konusunda kaygılarını dile getirmişti. Karin Karlekar, Malatya’da yaşanan olayın ve Hrant Dink cinayetinin benzer trendin daha da kötüleşmesi olarak görüdüklerini belirtti ve 2007 yılında hazırlacakları raporda bunların yer alacağını da vurguladı. Özgürlük Evi’nin geçen seneki raporunda Türkiye, 24 Batı Avrupa ülkesi arasında, siyasi haklar ve medeni özgürlükler alanında tek “yarı özgür” ülke olarak tanımlanmıştı.
Türkiye’de İslami hareketlerle milliyetçiliğin giderek örtüşmeye başladığını kaydeden Karin Karlekar, azınlıklara yapılan saldırıların her zaman iki boyutu olduğunu belirtti. Bunun olayı daha karmaşık yaptığını söyleyen Karlekar, dini saldırıların Türkiye’de yönetimde ılımlı bir İslamcı partinin olmasından cesaret bulduğunu düşündüklerini ifade etti.
AKP hükümetinin Malatya olayından sonraki tutumuyla ilgili olarak henüz birşey söylemenin erken olduğunu vurgulayan Karin Karlekar, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e karşı gerçekleştirilen saldırından hükümetin tavrını olumlu gördüklerine de sözlerine ekledi. Karlekar, hükümetin konuya ne kadar ciddiyetle yaklaştığının en önemli göstergesinin olayların hemen ardından gelen tutumun olduğunu belirtirken, Dink cinayetine gösterilen hassasiyetinin Malatya’daki olaylara gösterilmesinin de çok kritik olduğunu söyledi.
