Washington Post, Batılı liderlerin Sudan’ın Darfur bölgesindeki katliamları her fırsatta kınamasına rağmen bir türlü harekete geçmemesini eleştiriyor. Arap ülkelerinin ve Çin’in Sudan’a yaptırım uygulanmasına karşı çıktığını hatırlatan gazete, Batılı ülkelerin harekete geçmek için Birleşmiş Milletler kararına ihtiyacı olmadığını savunuyor:
“İngiltere’nin Güvenlik Konseyine sunmak üzere yeni bir tasarı hazırladığı söyleniyor. Ancak eğer Batılı liderler gerçekten yaptıkları açıklamalarda samimiyseler, Güvenlik Konseyi’nden bir karar çıkmasını beklemeleri gerekmiyor. Avrupa Birliği’nin Sudan’a uyguladığı yaptırımlar çok sınırlı. Bu yaptırımlar ticaret ve yatırımları da kapsayacak biçimde genişletilebilir. Eğer Darfur’daki durum gerçekten Avrupalı liderlerin söylediği gibi tahammül edilemez ve katlanılamaz ise, Batılı ülkeler kendi ellerindeki çözüm yollarını ertelemekten vazgeçmelidir.”
New York Times Kuzey İrlanda’da cumhuriyetçi Katoliklerle İngiltere’ye bağlılığı savunan Protestanların ortak bir hükümet kurma konusunda anlaşmaya varmalarını önemli bir adım olarak yorumluyor. Gazete, Protestan lider Ian Paisley ile Katolik lider Gerry Adams’ı gösterdikleri sorumlu tavırdan dolayı kutluyor:
“Dünkü anlaşmanın sağlanabilmesi için İngiltere başbakanı Tony Blair ile İrlanda başbakanı Bertie Ahern büyük çaba harcadı. Onların vizyonu, kararlılığı ve baskısı olmasaydı, belki de bu zorlu barış sürecinde başarı sağlanamayacaktı. Sonuçta anlaşmaya imza atanlar Paisley ve Adams oldu.”
Los Angeles Times da Paisley ile Adams arasındaki görüşmeyi tarihi bir adım olarak yorumluyor. Gazete, taraflar arasındaki derin güven bunalımına ve tarihsel düşmanlığa rağmen, Kuzey İrlanda’nın geleceğine ilişkin olumlu bir yaklaşım sergilediği yorumunda bulunuyor:
“Eğer taraflar ortak bir hükümet kurabilirse ve eğer bu hükümet her iki tarafa karşı da sorumluluk içinde davranabilirse, dün yapılan toplantı Nixon’ın 1972 yılında Çin’e gitmesi gibi büyük tarihi öneme sahip olur.”
Christian Science Monitor Irak savaşı konusunda Kongre ile Beyaz Saray arasında yaşanan gerginliğin ulusal çıkarlara zarar verdiğini yazıyor. Gazete, partizan yaklaşımların, kaçak işçiler, küresel ısınma ve sağlık reformu gibi önemli konularda da çözüm arayışlarına engel olduğunu belirtiyor:
“Amerika, aynı amanda senatör olan çok sayıda adayın yarıştığı bir başkanlık seçimi sürecinde. Böyle bir süreçte tabii ki adaylar ve partiler, benzerliklerini değil farklılıklarını öne çıkarır. Seçim yarışı kızıştıkça, bu farklılıklar da Kongrenin belirli bir konuda çözüm üretmesinin önünde engel olabilir. Yine de Kongre ve Beyaz Saray kalan zamanı üretken bir biçimde değerlendirebilir. Önümüzde büyük engeller var ve bu engellerin aşılması, büyük çaba harcanmasını gerektiriyor.”