Erişilebilirlik

Almanya'da Müslümanlık Üzerine Tartışmalar


11 Eylül sonrasında yapılan araştırmalar, Batı ülkelerinde İslam dinine karşı önyargıların belirgin şekilde arttığını gösteriyor. Alman toplumunun yüzde 40’ı da terörü artık İslam’la özdeşleştiriyor. Der Spiegel dergisinde çıkan bu yöndeki kapak yazısı büyük yankı uyandırdı.

Almanya'nın en önemli haber dergisi Der Spiegel kapağına aldığı konuyla ülkede son zamanlarda arka plana düşen "islam fobisi" tartışmalarını yeniden başlattı. Dergi geçen hafta yaşanan bir hukuk skandalından yola çıkarak, Müslümanların ve örgütlerinin her geçen gün Almanya’daki etki alanlarını genişlettiklerini, Alman kurumlarının ise yabancı düşmanlığı ya da ayrımcılık yapmakla suçlanmamak için Müslümanların yaşam tarzlarına karışmaktan kaçındığını savunuyor.

Habere konu olan olay, kocasından dayak yediği için boşanma davası açan Faslı bir kadının durumuyla ilgili. Özellikle Türk örgütlerinin de tepkisini çeken davada, yargıç Kuran’ı ve din özgürlüğünü referans göstererek davanın acil boşanma olarak ele alınmasını reddetmişti. Alman yargıç, İslam’da erkeklerin kadınlardan üstün olduğunu belirterek, müslüman evliliklerinde dayağın da olağan olduğunu ima etmişti.

Der Spiegel dergisine göre, yaşanan bu hukuk skandalı Almanya’daki birçok kurum ve genel olarak kamuoyunun İslami tehlike karşısındaki çaresizliğinin simgesi. Dergi, ‘Mekke Almanya’ başlıklı haberinde ‘Almanya artık şeriat ile mi yönetiliyor’ diye de soruyor.

Almanya'daki Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Direktörü Prof. Faruk Şen, başlatılan tartışmayı eleştiriyor ve birkaç olayın genelleştirilmesini yanlış ve zararlı bir tavır olarak niteliyor.

Özellikle Birlik Partileri ve diğer muhafazakar siyasi oluşumlardan gelen tepkiler ise Şen’in söylediklerinden daha değişik. Toplumdaki önyargıları ve islam fobisini körükleyecek gibi görünen açıklamalarda, Müslümanların Alman Anayasasında yer alan din özgürlüğünü suistimal ettikleri öne sürülüyor. Örnek olarak ise Müslüman ailelerin kızlarının "İslam dini öyle gerektiriyor" düşüncesiyle spor faliyetlerine ve okul gezilerine katılmamasına göz yumulması ya da bazı kasaplara İslami kesim için izin verilmesi, işveren kabul ettiği takdirde Müslümanların iş saatlerinde namaz kılması gibi uygulamalar gösteriliyor.

Faruk Şen ise suistimalden bahsedilemeyeceğini, ama yasa ve kuralların tüm toplum için geçerli olduğununun da unutulmaması gerektiğini vurguluyor.

Der Spiegel’e göre, Almanya’da sağcısından solcusuna, muhafazakarından yenilikçisine, hukukçusundan feministine kadar Almanların tümü, ülkede İslam etkisinin yayılmakta olduğu konusunda görüş birliği içindeler. Müslümanların ülke genelindeki nüfusu 3,5 milyon. Bunun 2030 yılında yedi milyona çıkması ve müslümanların Alman toplumunun yüzde 10`nunu oluşturması bekleniyor.

XS
SM
MD
LG