New York Times, Bush yönetiminin istihbarat bilgilerini abartarak, kamuoyuna yanlış anlaşılmaya müsait bilgiler vermesini eleştiriyor. Kuzey Kore ile İran’ın nükleer programı hakkındaki istihbarat bilgilerinin de abartıldığını ve çarpıtıldığını belirten gazete, bu politikanın ters tepebileceği uyarısında bulunuyor.
"Rusya ve Çin, İran’ın nükleer programını görmezden gelmek için değişik ekonomik gerekçelere sahip. Ama Amerika’nın Avrupa’daki en yakın müttefikleri bile bu konuda Tahran’la bir çatışmaya girmeye çok istekli değil. Bir başka deyişle, İran’ın nükleer programının tehlikeleri konusunda bütün dünyayı uyaracak tek ülke olarak geriye Amerika kalıyor. Elbette ki, gerçek bir tehlike söz konusu. Ancak, Beyaz Saray’dan yapılan uyarılara artık kim inanır ki?"
Washington Post Bush yönetiminin Kuzey Kore’nin nükleer programıyla ilgili bilgilerin abartılmış olabileceği yönündeki açıklamasını değerlendiriyor. Kuzey Kore’ye karşı izlenen politikanın dört yıldır bu bilgilere dayandırıldığını hatırlatan gazete, doğru politikaların doğru bilgiler ışığında belirlenebileceğini vurguluyor.
"Kuzey Kore’nin uranyum zenginleştirme programıyla ilgili istihbaratın abartılmış olması, görüşmelerin bundan sonraki aşamasında Amerika’nın bu konuyu gündeme getirmemesi anlamına gelmez. Tam tersine, Kuzey Kore’nin daha önceden temin ettiği bilinen santrifüjlerle ve diğer malzemelerle ne yaptığını açığa çıkartmak için ciddi bir diplomatik çaba harcanmalıdır. Pyongyang’ın bu konuda izleyeceği tavır, dört yıl öncesine kıyasla daha ciddi bir müzakere sürecine girmeye ne kadar istekli olduğunu da gösterecektir."
Christian Science Monitor küresel ısınmaya karşı daha fazla nükleer santral kurulması düşüncesini masaya yatırıyor. Gazete, çevreci grupların bu konudaki çekincelerine rağmen, güvenlik önlemlerinin alınması koşuluyla nükleer santrallerin bir çözüm olabileceğini savunuyor.
"Karbon temelli enerji kaynaklarının egemen olduğu bir dünyada nükleer enerjinin geleceği hala belirsizliğini koruyor. Kamuoyu, belirli bir ölçüde nükleer enerji kullanımını genel olarak destekliyor. Ancak bu destek, o kadar da güçlü değil. Eğer enerji firmaları güvenlik konusunu öncelikli bir mesele olarak ele alırsa, nükleer enerjinin daha yaygın kullanılmasının önündeki bir çok engel de ortadan kalkar. Bu yönde bir adım atmamanın bedeli ise çok ağır olacaktır."
Christian Science Monitor’de Kurtlar Vadisi dizisinin yayından kaldırılmasıyla ilgili bir haber de dikkat çekiyor. Yigal Schleifer imzalı haberde, dizinin milliyetçiliği ve şiddeti körüklediği gerekçesiyle ve RTÜK’ün baskısıyla yayından kaldırıldığı belirtiliyor.
"Türk aydınları son dönemde, 301inci madde nedeniyle hükümeti ifade özgürlüğünü kısıtlamakla suçluyordu. Ancak bu kez aynı aydınların önemli bir kısmı tam ters bir tavır sergileyerek, hükümetten Kurtlar Vadisi dizisinin durdurulması için gücünü kullanmasını istedi. Diziyi destekleyenler bu tavrı eleştirdi. Uzmanlar ise, son olarak Hrant Dink’in 17 yaşındaki bir aşırı milliyetçi tarafından öldürülmesinde görüldüğü gibi, Kurtlar Vadisi’nin körüklediği milliyetçiliğin Türkiye’yi tehlikeli bir yola sokabileceğini düşünüyor."