Erişilebilirlik

23 Şubat Amerikan Basınından Özetler


Boston Globe Birleşmiş Milletler’in yaptırım kararına rağmen, İran’ın uranyum zenginleştirme çalışmalarını daha da artırdığını yazıyor. Ancak gazete buna rağmen, İran’ın nükleer programıyla ilgili krizin barışçıl yollarla çözülebileceği umudunu koruyor.

"Barışçıl bir çözüme ulaşılabilmesi için kararlı, sabırlı ve esnek bir politika izlenmesi gerekiyor. Son dönemde hem Tahran’da hem de Washington’da pragmatistlerle sertlik yanlıları arasındaki mücadelede, daha ölçülü bir yaklaşımın öne çıkmaya başladığı görülüyor. Her iki ülkenin de yaşadığı sıkıntılar, bir uzlaşmaya varılmasını sağlayabilir. İran’ın, Nükleer Silahsızlanma Anlaşmasında da belirtildiği gibi, barışçıl amaçla nükleer enerji üretmesi, ancak nükleer silah üretiminde kullanılan zenginleştirilmiş uranyum üretmemesi konusunda bir uzlaşmaya varılabilir."

Washington Post Guantanamo üssündeki tutukluların Amerikan mahkemelerine itiraz hakkı bulunmadığı yönündeki mahkeme kararını temel haklara vurulmuş bir darbe olarak yorumluyor. Gazete, Kongreden kendi hatasını düzeltmesini ve tutuklulara yargılanma hakkı tanıyacak yeni bir yasal düzenlemeye gitmesini istiyor.

"Yabancı tutuklulara yargılanma hakkı verilmesini öngören tasarının Senatoda daha önce 48’e karşı 51 oyla reddedilmesi, yüzlerce insanı mahkemeye çıkarılmadan sonsuza dek Guantanamo’da kalmaya mahkum etmişti. Kurulan özel askeri mahkemelerin ise çok az sayıda tutukluyu yargılaması bekleniyor. 2002’den bu yana yaşanan olaylar, Guantanamo’daki bir çok tutuklunun yanlışlıkla oraya getirildiğini, terörist olmadığını ve Amerika’ya tehdit oluşturmadığını gösterdi. Daha da önemlisi, tutuklulara yönelik muamelenin düzeltilmesinde mahkemelere yapılan başvurular çok etkili oldu. Kongrenin en temel insan haklarından biri olan yargılanma hakkını kabul etmesi, hem pratik hem de ahlaki açıdan yerine getirmesi gereken bir görevdir."

USA Today Ruanda’daki soykırımı anlatan “Hotel Rwanda” filminden sonra Uganda’nın eski diktatörü İdi Amin’in konu alındığı “The Last King of Scotland” filminin dikkatleri bir kez daha Afrika’ya çevirdiğini yazıyor. Gazete, İdi Amin’in ölümünden sonra da Afrika’da diktatörlüklerin sona ermediğini vurguluyor.

"The Last King of Scotland, kurguya dayalı bir film. Ancak İdi Amin döneminde, 300 ila 500 bin kişinin öldürülmesi, insanların kaybolması ve Asyalıların sürülmesi gibi suçların hepsi gerçekti. Benzer suçların tekrarlanmasını önlemeye çalışan Amerika ve diğer ülkeler, bugünün İdi Amin’leri olan Sudan devlet başkanı Ömer Beşir ve Zimbabwe devlet başkanı Robert Mugabe gibi insanların hesap vermesini sağlamak için özel çaba harcamalıdır."

Christian Science Monitor’de Amerika ile Avrupa ilişkilerini ele alan bir haber dikkat çekiyor. Haberde, İngiltere ve Danimarka’nın Irak’tan asker çekme kararının ardından İtalya başbakanı Romano Prodi’nin de Afganistan’a ek asker gönderme kararının parlamentoda reddedilmesi üzerine istifasını verdiği hatırlatılıyor.

"Prodi’nin istifası, Avrupa’daki hükümetlerin hem Amerika’nın teröre karşı savaşta izlediği politikayı desteklemek hem de kendi halklarını memnun etmek konusunda yaşadıkları sıkıntıyı gösteriyor. Duyulan bu tepkinin bir nedeni de, Amerika’nın Avrupa’daki müttefikleriyle yeterince yakın bir işbirliği içinde çalışmaması. Yine de İngiltere’den Almanya’ya ve Fransa’ya kadar bir çok ülkenin dışişleri bakanı Afganistan, İran’ın nükleer programı ve Ortadoğu gibi konularda Amerika’yla yakın bir işbirliği içinde. Şimdi de Amerika’nın Orta Avrupa’ya yerleştirmeyi planladığı ve çeşitli tepkilere neden olan füze savunma sistemi tartışılıyor."

XS
SM
MD
LG