Christian Science Monitor, Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak Ermeni yazar Garin Hovannisian’ın bir değerlendirmesine yer veriyor. Hovannisian, Dink’in sağlığında Türkiye’de bir hain muamelesi gördüğünü hatırlatıyor ve güvenlik görevlilerinin tetikçi Ogün Samast’a kahraman muamelesi yapmasını eleştiriyor:
“Türk devleti Samast’ı kendi başına hareket eden aşırı milliyetçi birisi olarak kınasa da onun için vatan haini demeye dili yetmez. Çünkü, Türk Ceza Kanununun 301. Maddesine göre, soykırımdan bahsetmek bir suçsa, Samast sadece bu yasayı çiğneyen bir kişiye cezasını verdi. Katil, sadece Türk devletinin resmi yaklaşımını bir kurşuna çevirdi ve nihai hedefine gönderdi. Dink yaşarken, dışarıda kendi insanlarının miyopluğuna, içeride ise kendi vatandaşlarının acımasız faşizmine karşı umudu ayakta tutuyordu. Hrant Dink’in ölümü, medeniyetlerin kesiştiği bir yerde medeniyetler savaşının trajik bir tezahürüdür.”
Washington Post, Birleşmiş Milletler İklim Raporunun ürkütücü verilerle dolu olduğunu belirtiyor ve siyasileri gerekli önlemleri almaya çağırıyor:
“Raporun asıl önemi, küresel iklim değişikliğini alışılmamış bir biçimde sergilemesinden kaynaklanmıyor. Tam tersine, o kadar çok sayıda kişi ve kurum raporun altına imza attı ki, raporu çürütmek mümkün görünmüyor. Başkan Bush’un küresel ısınma sorununu ısrarla göz ardı etmesine rağmen Bush yönetimi bile raporu destekledi. Artık Amerikalı ve yabancı liderler sorunun nedenlerini ve yol açacağı sonuçların ciddiyetini anladığına göre, artık buna uygun politikalar hayata geçirilmelidir.”
Amerika’nın Irak’la ilgili Ulusal İstihbarat Tahmin raporunu değerlendiren New York Times Irak güvenlik güçlerinin direnişçilerle mücadelede hala yetersiz olduğuna dikkat çekiyor. Gazete, askeri tedbirlerin yanı sıra siyasi önlemlerin de alınması gerektiğini vurguluyor:
“Irak güvenlik güçleri belki önümüzdeki 18 ay içinde bir ilerleme sağlayabilir. Ancak Ulusal İstihbarat Tahmin raporunda da belirtildiği gibi, Irak’ın tek umudu Iraklı politikacıların mezhep çıkarları yerine ulusal uzlaşmayı öne çıkartacak bir anlayışı benimsemesinden geçmektedir. Bush böyle bir talebi ciddi olarak gündeme getirmelidir. Polis içinde milisleri destekleyen unsurların temizlenmesi, Sünni orta sınıfı hedef alan Baas karşıtı politikaların düzenlenmesi ve petrol gelirlerini adil paylaşımı gibi konularda bir takvim belirlemelidir. Aksi taktirde, Irak uçuruma yuvarlanacaktır.”
Los Angeles Times gazetesi de şiddet olayları nedeniyle, son 11 ayda 540 bin Iraklının evini terk etmek zorunda kaldığını kaydediyor. Ancak gazete, şiddeti önlemek için farklı etnik ve dini grupların farklı bölgelere yerleştirilmesine karşı çıkıyor ve bunun şiddeti daha da körükleyeceğini savunuyor:
“Bush yönetimi şu ana kadar izlediği politikada direnmeli ve Irak’ın bölünmesine yönelik her türlü plana karşı çıkmalıdır. İster yumuşak isterse sert olsun, her türlü bölünme Irak’ı zayıflatmaya ve Amerika’nın çıkarlarına uygun yeni bir Ortadoğu haritası çizmeye yönelik bir Batı komplosu olarak algılanacaktır. Mezhep çatışmalarının sonuçlarını onaylamak olarak görüleceği için şiddeti artıracak ve bölünme sonunda yanlış tarafta yaşamaya devam eden talihsiz Iraklılara yönelik şiddeti önlemeye yetmeyecektir.”